Kimin Hayatı Roman?

Tüm film yapımcıları insanların ciğerlerini delen hayat hikayelerinin peşinde! Geçen gün tanıştığım Müslüm filminin yapımcısı Nurinisa Yıldırım hanım da aynı hikayeyi arıyor olsa gerek ki şimdi yeni filmi Bergeni çekiyor

yazı resimYZ

Tüm film yapımcıları insanların ciğerlerini delen hayat hikayelerinin peşinde! Geçen gün tanıştığım Müslüm filminin yapımcısı Nurinisa Yıldırım hanım da aynı hikayeyi arıyor olsa gerek ki şimdi yeni filmi Bergeni çekiyor

Düşünüyorum da niye hep hüzünler hikâyeleşir; uzun uzun, en ince ayrıntısına kadar?
Sanıyorum başkalarının iliklerine kadar yaşadığı dram herhalde kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor olsa gerek
Belki de dip­diri yakıcılığı ile hassas bir yüreği delen bu acı şerbetleri sükûnetle sindirmemize yardımcı oluyordur kim bilebilir
Oysa baştan sona bir mutluluk hikâyesi ne güzel olurdu değil mi?
Hayır, o da hikâye değil olsa olsa belki de masal olabilirdi.
Belki masal bile olmazdı.
Çünkü çocuk yürekler için bile masallarda illa bir hüzün, acı, keder ve ayrılık metinlerini okuyoruz

Sanıyorum insanın bir türlü kaçamadığı, kendi hayat hikayesinde telafi etme­ye çalıştığı en büyük imtihan gerçeği bu!
Yani ayrılık, acı, keder, sabır dağı olma borcumuzu dirhemine kadar ödemek
Fakat ne yapılırsa yapılsın, hangi hüzünlü hayat hikayesi ile karşılaşılırsa karşılaşılsın, insanın derinliklerindeki o his ve düşünce kişinin geleceğe yürüme mücadelesini terk etmesine müsaade etmiyor.
Şimdi size burada acılı aşk hikayemi anlatacak değilim ben de! Ancak büyümenin bedelinin belalara tahammül olduğunu sindirebildik mi diye sormak isterim hepinize
Küçücük kederlerimizde dramatik kelime oyunlarıyla eğlendiğimiz için belki bir nebze utanabilirdik ama o bile inanın çok zordur
Pek çok insanın ağzında sakız olan bir söz var ya hani:
-Benim hayatım roman olur, roman!
Valla yazsam, benim aşk acımdan öyle bir roman olur ki bir yıl kendinize gelemezsiniz
Fakat yaşamın kaçı­nılmaz, çıkılmaz çizgisinde yürümeye devam ederken; bir vakit burun üstü sürünürken, bir vakit süzülüyoruz. Evet sürünmek ve süzülmek biz insanların işi, köstebeklerin değil ki!
Oysa çektikleri yavan sıkıntılarla rütbelendiklerini sananların o hayret verici, dehşete düşürücü derin boşluklarını görüp isyan ederek;
-Bunca yaşanandan sonra hâlâ mı?- demekten alıkoyamazsınız kendinizi
Yahu onca debeleniş, onca düşüş kalkış bir kez olsun düşünmeye temel atmamış ve bir kez olsun anlamlı tek soru sordurmamışsa hayatınız çok istemenize rağmen bence bir roman olamaz!
Ve siz amatör bir tiyatronun amatör bir figüranı olmaktan öteye de gidemezsiniz hiç kurusa bakmayın!
Hatta bu amatörlük sizi sahnede bir oyuncu değil de dekorasyon mal­zemesi yapmış olabilir
Zira bu kadar sükût en çıldırtıcı feryadı attırmanızı gerektirmez mi?
Bu gidişinizin sonu böyle bir feryat olmalı.
Hatta mutlaka olacaktır da!
Atalarımız; Zararın neresinden dönülse kârdır diyorlar.
Yolun sonuna gelme­den feryadı haykırırsak belki gönlümüzde bir aksi sedası olacaktır diye düşünüyorum.
Yoksa bu acımasız hayatın içine haykırışlarımız da yok olup gidecek ve elimizde ki tek yankımız yine acı­larımız kalacak
-Sen ne dersen de, benim hayatım roman diyebilirsiniz.
Hayır, hayır
Ben öyle hayatlar, öyle yaşamlar gördüm ki bu insanların hayatı, hayat hikayeleri vallahi gerçek roman Çünkü henüz yazılmamış.

Başa Dön