Benim gibi evinizde yerde oturmayı, uzanmayı, yatmayı, öyle kitap okumayı, televizyon izlemeyi ya da dinlenmeyi seviyorsanız, bazı pozisyonlarda bir müddet sonra ayağınız uyuşabilir.
Bilirsiniz o hissi... Ayağa kalkamazsınız gibi gelir. Kalktığınızda o ayağınız üzerine basamazsınız gibi gelir. Belki bu hissi daha önce yaşamışlıktan, ayağınız üzerine topallaya topallaya olsa da giderek daha sağlam basmanız gerektiğini bilirsiniz. Böylelikle uyuşukluk hissi, ya da binlerce karınca, yavaşça kaybolur ve normal yürümeye başlayabilirsiniz.
Geçenlerde bilgisayarım sehpanın üzerinde ben sehpanın kenarında bağdaş kurmuş pozisyonumdan mutfağa akmina almak için geçerken aynı uyuşmuş ayak durumunu yaşadım. Ama farklı olarak ikinci ya da üçüncü adımda ayağıma baktım. Mutfağın girişinde çıplak karo üzerinde çıplak ayağım diğer ayağımla tamamen aynı şekilde yerle temas halindeydi. Yani son derece sağlam bir şekilde ayağım yerine basıyordu. Ayağımdan aldığım uyuşma sinyalleri yerine gözümden gelen düzgün basma sinyallerine ağırlık verdim ve topallamam aynı anda geçti. Uyuşukluk yine biraz sürdü ama bu süreçte normal bir şekilde, aksamadan yürüdüm.
Algı gerçektir! Algı gerçekten gerçektir. Sizin de ayağınız zaman zaman uyuşuyorsa, bu yöntemi bir deneyin. O birkaç adımı aksamadan atabilmenin bir faydası var belki, ama asıl fayda olayların kendilerinin değil onları algılayışınızın tavrınızı belirliyor olmasını fark etmeniz.
Olayları boşverin, onları nasıl algıladığınıza ağırlık verin. Bir de böyle deneyin yaşamı.