SEN , İSTANBUL VS.
Geceleri çok seviyorum . Çünkü sen geceleri daha güzel görünüyorsun. Belki de sadece geceleri gözüküyorsun. Geceleri sana bakmak daha kolay belki de.
Herkes uykularında en özel düşlerini yaşarken , ben sana bakıyorum. Senin hayaline.Gece, karanlık gözlerin pek belli değil. Bu daha da güzel. Çünkü benden uzak bakışların görünmüyor gece de. Seni geceleri daha çok seviyorum. Çünkü dört duvar arasında , dünyevi kaygılardan uzak , umursamaz ve görünmez oluyorsun. Ben senin görünmezini seviyorum.
Benim gündüz yüzleşeceğim şeylerle savaşmaya gücüm yok. O yüzden geceleri bakıyorum sana.
Sen İstanbul gibisin aslında. Geceleri daha güzelsin. Kir, pas,rezillik, soğukluk hiçbirisi gözükmüyor geceleri. Sadece ışıklar , ateş böceği gibi ışıl ışıl . Köprü bir dizi inci kolye Bizan'ın boynunda.
Düşündüm de ; evet sen İstanbul' a benziyorsun.Ne olduğu , nerede , neden olduğunu , ne kadar ettiğini bilemeyen İstanbul 'a benziyorsun. Aslında bu öyle bir şehir ki herşeye benziyor. Rezilliğe , asalete , yeşile , kırmızıya , siyaha benziyor. Bazen senin gibi en kahverengiye benziyor.
Gülümsediğinde vapurun ardına bir martı takılıyor ,gözlerindeki ışıltı kaybolduğunda da denizin enginine doğru uçuyor. Tıpkı senin gülümsemen gibi yakıcı , kısa ve ulaşılmaz. Saçların rüzgarda uçuştuğunda Çamlıca' dan gelen bir meltem okşuyor ağaçların dallarını...
Ve konuştuğunda , dalgalar Eminönü' ne kıyıya vuruyor , biraz sert , biraz bulanık, biraz soğukça...
Ama topladığında İstanbul' a benziyorsun sen... Geceleri daha güzelsin bu yüzden. Ve İstanbul nasıl gündüz kalabalıklar arasında yapayalnız bir şehirse , sen de gündüzleri , gözleri çok uzaklarda , yapayalnız bir zampara ozansın!