Başkasını sevme uğruna ne kentler eskittim ben.
Gecemi katık yapıp gündüzüme,
aradım durdum adsız sevdiğimi.
Kâh göl oldu, duru, berrak, ansızın vurulduğum;
kâh patlayan bir volkan gibi geldi üstüme.
Kar olup yağdı, savurdu ne varsa heybemde kalanları;
derin bir yalnızlığa gömüldüm. Gece olup, karardım.
Yalnız gezen ruhlara sığındım, dolaştım bir serseri gibi patikalarda.
Dalında açmaya yeltenen kırılgan bir çiçektim;
ayaz oldu, kırdı kanadımı, kolumu.
Yorgun bedenime ilaç olsun diye yakınlaştım güneşe.
Kıskandı, kesti önümü, kara bir gölgeydi sanki;
sonra da savurup attı bir köşeye benliğimi.
Vazgeçeceğim anlar çoktu onunla aramda...Hani şu harikulade renkleri;
ormanın süsü, göle vuran ah, o, kahreden yansımaları olmasa.
Geldi işte yine umut kapıma;
ben istemeden, adı gibi güzel bir sonbahar!
Ömer Akşahan
18.09.2004 / Samsun