Hatırlar mısın bilmem;
Beraber dönüyorduk bir akşamüstü bu yalnızlıklar şehrine
Son kez konuşuyorduk seninle
Yağmur yağıyordu ince ince
Sen ‘görüşeceğiz’ diyordun kendinden emin bir şekilde
Bense dinliyordum sadece
Çünkü yalan olduğunu biliyordum.
Yeni bir hayat vardı önünde
Ve sen bir yol çizmek zorundaydın kendine
Evet, biliyordum
Aramayacaktın bir daha,
Ulaşamayacaktım hiçbir zaman sana
O an farkındaydım içimden birşeyler koptuğunun
O an anlamıştım koyacağını yokluğunun
Peki ya sen, farkında mıydın gerçekten
Beni tam kalbimden vurduğunun.
Sonra aylar geçti, günler birbirini kovaladı
Aradım son bir umutla seni
Yılmadım, ama hiçbir yerde bulamadım
Taa ki seni tekrar gördüğüm o güne kadar
Öyle soğuktun, öyle uzaktın ki bana,
Ürperdim, buz gibi oldu bedenim
O ayaküstü konuştuğumuz beş dakika.
Hiçbirşey sormadın bile, önemsemedin beni
Sadece ayrılırken yalancıktan bir sarılma.
Hani utanmasan bir selam bile vermeyecektin belki
Oysa ben onca yoldan gelmiştim sırf seni görmek için
Bu muydu acaba hakettiğim?
Nasıl olabilirdi?
Yanıbaşındayken, sana bu kadar yakınken
aynı zamanda nasıl bu kadar uzak olabilirdik birbirimize?
Nasıl ulaşabilirdim ki sana?
Nasıl erişebilirdim kalbine?
Evet, yanıbaşımdaydın ama
Cansız bir beden gibi duruyordun karşımda
Eser kalmamıştı benim tanıdığım 'Sen'den
O zaman anladım ki sevgilim
Birisi çalmış ruhunu o 'Beden'den
Alıp götürmüş 'Sen'i 'Sen'den !…
3 Mayıs 1998 / Pazar