O Kadar Derinde ki Sevgim...
Sen belkide bir zamanlar aşılmaz dağların doruklarında yaşadığım heyecansın ve Himalaya'lardan kopup geldin... Gözlerindeki mavilik alıp
Sen belkide bir zamanlar aşılmaz dağların doruklarında yaşadığım heyecansın ve Himalaya'lardan kopup geldin... Gözlerindeki mavilik alıp
Duygularımın buz dağlarını aşmaya çalıştığı bir gün: çıkageldin sessizce ve ürkekliğinin titreşimlerini yüreğim algıladığında, bir kor
Yüreğim parça parça / Bir tarafta özlemin / Everest kadar
Sonunda kader onları karşı karşıya getirdi. Mahmut tetiğe dokunurken, ‘’anamızı ağlattınız’’ Diye haykırdı. Steve ise o sırada annesinin özlemini yaşıyordu...
Bir gün Muhlis benim kapıyı çaldı.
-Ağabey şu bizim oğlanın sütünü senin buzdolaba goyabilirmiyiz?
-Olur Muhlis senin dolaba neden koymuyorsun?
-İcra götürdü de...
I / Rüzgar karayelden esiyor / Kadıköy ıssız
I / Yağmur toprağı döverken / Çamur ayaklarına bulaşır
Beklediğim haber gelmedi / Son sayfasına anılarımın / Gözlerini yazdım
Oysa ne hayaller kurmuştun kollarımda. Onunla da kuruyormusun?Tam beşbuçuk yıl, dile kolay... Kalemimi kafama dayadım, Rus
Aylar sonra sitemizde hala tıklanma şampiyonlarının cirit attığını görmek, şaşırtmadı desem yalan olur...
Bakıyorsunuz aynı isimler, aynı eserler... Yani herkes oturup kalkıp sizleri mi okuyor? Yoksa her bağlandığınızda usanmadan kendinize mi tıklıyorsunuz...
Türkiye olarak Batı’da el sanatlarımızın dışında pek tanınmazken birden kavramsalcı kesilerek neyi kurtarmaya çalıştığımızı bir türlü anlayamıyoruz.
Kavramsal sanat yapılmasın demiyoruz. Elbetteki güncel bir sanat kavramını bizlerin de uygulaması gerekir fakat, bunu uygularken ahkamlar keserek resim sanatının bittiğini iddia etmekle kimler ne tür rant elde etmek
Savaşa on gün var / Bağdat’ta kadınlar günü anlamlı... /
Şuç bende değildi… İnanın ne başlamasını ne de böyle bitmesini istemedim… Her şey kontrolüm dışında gelişti
Bugün ilk kez zaman bularak, şiir bölümünü bir müddet inceledim; şiir niteliği olmayan bazı denemelerin sıralamaların başlarında da yer aldığını görüp, şaşırdım...
Sonra şampiyon(!) şiirlere tıkladım ve gördüm ki, çok sayıda yorumlar yapılmış ve şiirler
Herşey çok iyi başlamıştı. Deselerdi ki bir gün ayrılığın yol kavşağında can verecek aşkımız, ölsem inanmazdım...
Körü Körüne... / Beni sevdiğini söylediğin gün / Keşke sağır
Bir gün yüreğine dokunursan / Atmadığını anlayacaksın / Hani birbirimize
Yıllardır üvey evlat muamelesi gören çağdaş sanatlarımız ve çağdaş sanatçılarımız, çağdaş bir sanat müzemizin olmaması burukluğunu yaşıyorlar...
-Ya sen ne uzatıyorsun gardaşım. Bak sana vişne likörü vereyim, simiti batırıp ısırdığında reçel yemiş gibi olursun. Hem biraz da gafayı bulur, sen de bir çok insan gibi, günün dertlerini hissetmeden stres dışında yaşayabilirsin.
Silkelerim Lan İlham bir köşede kunduralarına çokmüş elindeki tesbihini, sessiz sinema filmi gibi çekmektedir. Maksadı iyice bir dolup narasını atmak ve de İbo’yu nasıl lime lime edeceğini,Yemede Yanındayat Melahat’a göstermektir.
Ressam-Gazeteci-Yazar ve şair.
Sanal ortamın günlük yaşamımızı her şeyiyle kapsadığını düşünüyor ve bir profesyönel olarak bu konuda atılım gösteren her projeyi desteklemek istiyorum.
1969 yılında Ararat yayınevinin Oba Çocuk Yayınlarında çıkan şiir kitabımın dışında kitap yayınlamadım fakat bir bitmiş ve üzerinde çalıştığım projelerim var. Bu sayfada kendi yazılarımın yanı sıra, genç sanatçı arkadaşlarıma da yardımcı olmaya çalışmak isterim. Sanat çalışmalarımı 1980 yılından beri ABD\'de sürdürüyorum.
15 yıl Ekonomik Bülten gazetesinde, ekonomi va sanat sohbetleri adı altında iki köşemde yazdım. 1991-1992 yıllarında Günaydın Gazetesinde, ABD Mektupları-Chicago Mektupları adı altında köşem vardı.
1969-1970 yıllarında MAY Edebiyat dergisinde ve çeşitli dergilerde yazdım.
Ressam olarak, Amerikan "sanatında Kim kimdir"e kabul edildim, müze sergisi dahil bir çok sergiler açtım, ABD\'de TV\'lerde, gazetelerde hakkımda röpörtajlar yayınlandı.
Şimdiye kadar Türkiye, Amerika ve Almanya\'da 24 sergi açtım. İtalya\'da yayınlanan "Art Diary International" kitabına kabul edilen 64 Chicago\'lu ressamdan biriyim.
Chicago/U.S.A
Değişiği vurgulamak, rahat ve öz yazmaya önem vermek benim kendime özgü stilimdir diye düşünüyorum. Zaten resim sanatında da dünyada olmayan teknik ve usluplarımla çalıştığım için belki ilgi görüyorum.
Her yazarı severek okur, hemen her sanatçının bir özelliği olduğunu düşünerek yorumumu yaparım. İsim vermek bir diğerine haksızlık olmasın...
Benim yaşadıklarımı her hangi bir yazarın yaşadığını sanmıyorum. bu açıdan, kimi bana benzetebilirim ki...