Şuç bende değildi… İnanın ne başlamasını ne de böyle bitmesini istemedim… Her şey kontrolüm dışında gelişti ve birden benliğimin kilitlendiğini yaşadım, sonra olanlar oldu… Suçum neydi? Neden ışıltılarla gösterdiğin karanlığına çektin?
Parayla değil sırayla demiştim bir şiirimde: şimdi yine aynı duygudayım… Onunla, bana yaşattıklarını paylaşıyorsun ve inan ki sonuç farklı olmayacak…Bulduğuna değil kaybettiğine üzüleceksin…
Seni yüreğimdeki mezara gömdüm…
Sırılsıklamım, üşüyorum korkuyorum anla artık
Yağmur ormanlarına endeksli yüreğim
İnsanca sevgiyi sende yaşadı ama
Yok artık, kalmadı ışığın
Karanlıktayım, anla…
Sana hep yol göstermedim mi?
‘Göstermedin’ de!
Hadi, yalanlarını bir kez daha kus…
Yeniden, karanlığımda boğ beni…
Bulabilirsen bir daha karşında
Oyunlarına kurban et…
Kurşunla hadi!
Suç sende değil
Suç onda da değil…
O seni kölesi olarak görüyor ise
Kaderini suçluyorum…
Kendimi kahrediyorum bil bunu…
Psikolojisi bozuk sevgimdin
Şansım meleğimdin
Korkum olduğuna hala inanamıyorum
Ama artık öldün…
Seni yüreğimdeki mezara gömdüm
Sen de öyle yap
Göm beni anılarının mabedine
Her yılın 10 Mart’ında
Bir buket çiçek alıp
Haydarpaşa’ya karşı denize at
Hisseder iç çekerim belki
Belki de Sultanbeyli’ye doğru haykırırım
‘Kahrol varoş’…
Kahrol kader…
Kahrol nankörlük…
] ]