... Uyuyunca Çok Sevdim Onu...
...uyuyunca çok sevdim onu... / Uyunca çok sevdim onu /
...uyuyunca çok sevdim onu... / Uyunca çok sevdim onu /
Neydi sevgi? Nerede bulunurdu? Hangi zamanlar arasında yaşanabilir? Hangi zamanlar içerisinde tüketebilirdi? Hangi tariflere uyulması gerekiyordu?
Tuhaflıklar ülkesinde yaşıyoruz. Kimin eli kimin cebinde belli değil cinsinden sömürülüyoruz başka ellerin zamansız anlarıyla.
Haykırasım geliyor bir an olsun seni / Tenim dudaklarına konmayı özledi.
…kendin… / Yokluğu ile kendi varlığın arasındasın / Tıpkı ayla
…O… / Anlamıştı dipsizliğe doğru sürüklendiğini / Hissetmişti ihtirasın heyecanlı
Bu yazı uzun bir hiyakenin bir parçası olmakla birlikte aşkın nasıl bir boyuta geldiğini gözler önüne serecek sizler o cümleleri okurken...
“O” rüyayı görmek için / Her gece hayallerin içinde /
Yürüyorum, yürüyorsun, yürüyor yürek / Sonsuz bir ırmak gibi /
Konacak bir dal arayan serçe kadın / Adamsa yaralı bir aslan
Asiyim hayata / İsyanım sensizliğe / Ya yazarım durmadan
Gözlerimi dinlemelisin / Neden? / Tasvirlemek zorken yeşilini
Bir manzaraydı aşk… / Çamlıca tepesinden başlayıp da Boğazın o serin sularına kadar
Istırap dolu anlarını düşünüyor / Mumun alevinde gölgesiyle oynuyor /
Gözyaşlarım bile yorgunken / Seni aramak adına şehri izliyorum /
Gözlerim yorgun bugün / Yılların getirdiği o kalın çizgiler /
Biri gölgenin izinde, / Yaşam çıkmaz sokaklarda / Saygı sahnesini
Düşe yazdım geleceğimi çizerken
Beyazı gördüm siyahın içinde
Siyahın beyazla kavgasını yazdım
Kavramların unutulduğu şehrimde
İSTANBUL
Suskunluğa yazdım kendimi. Zaman akıp giderken senin içinden. Durgunluğu seçtim kendime. Sevgi, riyakârların oyunlarını süslerken
Cezmi Ersöz,Can Yücel...
Cezmi Ersöz, Can Yücel, Orhan Veli Kanık...