Özleyeceğim Seni
Özleyeceğim seni; / Tereyağlı ve karabiberli, / Rafadan yumurtanı özleyeceğim.
Özleyeceğim seni; / Tereyağlı ve karabiberli, / Rafadan yumurtanı özleyeceğim.
O kadar yalanmış ki masallarımız, geri dönmeye karar verdiğimizde, arkamızda bıraktığımız ayak izlerini bile bulamadık. Ne yürümeyi becerebildik geleceğe doğru, ne de geri dönmeyi adamakıllı. Meğer masalmış tüm yaşadıklarımız ve yalanmış tüm masallarımız.
Kim demiş yalnızlık paylaşılmaz diye? / Kendimle paylaşıyorum, / Tek
Ay ışığı altında yorgun gümüşi parlıyorduk. Tek şahidiydi ayışığı savunmasız, arsız çıplaklığımızın. Ara sıra tenimizi yalayarak geçen ve asla uzun süre yanımızda kalamayan utangaç rüzgârı saymazsak.
Ilık bir yeldi değen yorgun yüreğime, / Suskun sonbahar akşamında. /
İsimsiz bir notayım kendi sesini arayan. Sonsuzluğa uzanan uçsuz bucaksız porteler üzerinde...
Ben bugünden ibaretim...
İstanbul
İlla birine benzemek bu kadar önemli mi acaba? Ne dersiniz? Özde hepimiz, yüzü farklı olan aynı kişiler değil miyiz?!