Ahmet Andiçen
çocukluğuma dair aklımdan çıkaramadığım bir anı.yirmiüç yıl önce beni arkadaşı olarak kabul eden insanın ülkemizin en hayırsever insanı olduğunu ogün anlayabileseydim herhalde bugün bu yazıyı yazamazdım...
çocukluğuma dair aklımdan çıkaramadığım bir anı.yirmiüç yıl önce beni arkadaşı olarak kabul eden insanın ülkemizin en hayırsever insanı olduğunu ogün anlayabileseydim herhalde bugün bu yazıyı yazamazdım...
günlük hayatımızın her anında çin mallarıyla karşı karşıyayız. artık sevdalarımız, dostkluklarımız bile çin malı oldu. kendimizi kaybediyoruz, özümüzü kaybediyoruz ve yavaş yavaş çin malları gibi kalitesizleşiyoruz.
başımıza gelen olayları kader der geçeriz.beklenmedik güzel şeyler hoş sürprizler olarak kabul edilsede, hötü sürprizler kader olarak yorumlanır.aslında kader denilen tasavvuf olgusu da birnevi sürpriz değil midir?
bazen tercihlerimizi kendimiz yapamayız.verdiğimiz kararları kendimiz verdik desekte çoğu zaman etrafımızdaki insanlardan etkileniriz; yada tamamen başkalarının karalarıyla hareket ederiz
aldatmanın karşı konulşmaz zehri bazen yıllar sonra da büyük yıkımlar yapabilir.bazen yıkılan kadın erkek değil onların yavrularu olabilir
Zor Şartlarda Yaşanan Bir Aşkın Aldatmanın Karşı Konulmaz Zehri ile Yok oluşu
hayata ve insana dair yazılabilecek her duygu benim ana temam olabilir.ama ben genellikle aşkı ve aldatmanın karşı konulmaz zevkini ele almayı seviyorum.sıradışı yaşamlar ve sıradışı aşklar
alelade bir insan. sıradan bir hayat ve sıradan bir insan.benim diğer insanlardan farklı görünmeme sebep olan tek şey tiyatro ve edebiyat aşkımdır. yıllarca sahne önünde ve arkasında çalışmalarım oldu. fakat şuan sadece yazıyorum; hayata ve insana dair.
ankara
öyküler yazmayı seviyorum. kısa ama can alıcı öyküler
ahmet altan, nermin bezmen
ahmet altan, nermin bezmen