Ruhun da Yırtılır Hayallerin de
İçine kaçar umudun, hayallerin, erkekliğin… tutamazsın. Boşluğun düşer içine… yaşayamazsın.
İçine kaçar umudun, hayallerin, erkekliğin… tutamazsın. Boşluğun düşer içine… yaşayamazsın.
Evet ağlıyordun, Ama kanamıyordun! Ya da bazen kanıyordun ama anlamıyordun.
Çok kırık dökük bir kelimedir seni sevmek, / Sevmek, /
Biz o umut yolculuğundan döküldük, / kendimize doğru. / lokomotifli
Arızalı bir güzelliğin var, / Şuursuzca sevilesi suretin değil mi zaten bizi rutubetlendiren,
Vurdun geceye kendini, biliyorum kanayacak çocukluğun, yüzün de çürüyecek, kalp atışlarında… Sesin de titreyecek, dudaklarında… Çok
Sadece buydu aşk, bu kadarına sıkışıp kalabilmekti...
Boş bir otel odası yalnızlığından çıkıp loş bir kalp ağrısına dönüştüm... / Ve
Önce uzak göründü gözüme / Sonra geldi ve sarstı ne yaptığımı sordu
Geç kadın, geç uzaktaki sevgilerden. / Kendine doğru susmaktan yorgunsun... /
Bir delinin duvarda açtığı izi takip eden, diğer deliyim ben. Nereye ve ne kadar derine gittiğinin hiç önemi yok. Gidilecek işte o yol… Her delinin kendi ibadethanesinde kaybolması icap eder. Kafa kağıdına takılmamaktır delilik. İzahı yoktur çoğunlukla, gidilen yoldur, gidilir…
İstanbul
Haydi kalk söndür ışıklarını. Son terbiyesizliğin sevmek olsun!