Ara Geçiş Formu / Kimileri
kimileri aysberg yürekli / yel değirmenlerine tükürür / hafıza kayıplarımızın
kimileri aysberg yürekli / yel değirmenlerine tükürür / hafıza kayıplarımızın
Ehli olmayan kadın tırnağıdır kırmızı / dua gibi uzanıp göğü yırtacak göğsümüzde
Eller değmesin / kaldır ömrünü tanıdık dost saflara / yek
bizi ihmalkar intiharlara saplayan sevgili / yüzünü döküp giderken adın aşk
zor kadınların mor düşlerinde çürürken / o boş kaldırımları inadına yürüme nöbetinde
hüzün tarlalarını yaktık içimizdeki / yanarken vücudumuz adınla soyunduk /
hayat yüzünde sadeleşiyordu
Geceler uzundur korkularsa içinde sahipsiz / koridorlarda çıplak ayak sesleri biriktirmekten yorgundur yalnızlığın
Ah sen! yüksek topuk yalın ayak söylediğim içe düşüren çatlak şiir / merkezi
sarhoş egzersizi pratikte dönüşür göz yaşına / kibrit kutusu kadar beyaz peynirle oyalanırsın
ah bir kanasa gökyüzü / kalın bir kırmızıya tutunup devrilsem içime
Gel bahar, / gel bulsun evini hümanistler / akşamları sarkıtsınlar
sadece hissetme alışkanlığım buruşmadı cebimde / suretim de buruştu /
kadınısın kırmızı arsızlıkların / ruhlarla dans partisinde vuruldu yalnızlığın /
Sus kadın ibadetimi bölme / Kafiyesiz düşlerimi de alıp gideceğim /
Bu kez anladım! / Dudaklarının geçiş töreninde sahici sözcükler eksik /
Kalbinde dinmeyen metamorfozlar / İsminin baş harfleri şizofren / Her
muhafazakar tütsü kokusuyla nişanlı iskeletim / ruhum ölesiye poyraz /
Altın madalya dalında artık yüzlerimizi yarıştırdık / Boşluğa koşan atlarla dolambaçlı yollarda
Usulca bırak masaya içinde kalanları / Bırak da biz sevmekten ölebilelim şuracıkta
Bir delinin duvarda açtığı izi takip eden, diğer deliyim ben. Nereye ve ne kadar derine gittiğinin hiç önemi yok. Gidilecek işte o yol… Her delinin kendi ibadethanesinde kaybolması icap eder. Kafa kağıdına takılmamaktır delilik. İzahı yoktur çoğunlukla, gidilen yoldur, gidilir…
İstanbul
Haydi kalk söndür ışıklarını. Son terbiyesizliğin sevmek olsun!