sen nesin ki böylesine kutsal
nasıl yakalanabilirsin mutluluk
nerdesin
yaralanınca yürekler
acıyınca eller
çok oldu üstümüzü saralı
yüksek tepelerden
kan rengi gölgeler
sahi...!
sen neden zamansız gittin
duyuramadık yüreğimizdeki yangını
her gece yalnızlık uğrak yerimizdi
yandık söndük,
bir daha,
bir daha
adımların kulaçladığı küllerimizdi
ne çok sırlarımız vardı yuttuk
bir mağrur suskunluğun kıyısına
yağınca sapsarı yağmurlar
mil çekti gözlerine sevdalar
karıştık gökyüzünün uğultusuna
vuslatı unuttuk
huzurdu aradığımız
bir kuşluk vakti med-cezirlerde
hasreti nasır tuttu yüreklerimizin
ellerimizde zincir
ayaklarımızda pranga daldık uykuya
ömrün yaralı yatağında, gidiyoruz işte
nedensiz hayatımızın yok karşılığı
ne kaldı ki alacak, kapanınca kapılar
orada bir yalnızlığın
bir de sessizliğin çanları çalacak
zaman mutluluğun ötelerinde
sahte düşlerde
sahte gülüşlerde
zaman gitme...
zaman kahretme zamanıdır
umutlarda döndü mühürlü kapılardan
bizden bir söz kaldı geriye
elveda
Müsade Özdemir