Önce susacaksın…
Soluklarını ağarlaştırıp,
Gözlerinin kepengini çekerek,
Oksijen dolduracaksın ciğerine…
Ölümlüleri düşünürsen,
Onlar şanslı…
Bunları düşünmeye fırsatları bile olmayacak.
Susacaksın…
Sustuğunda içine dolan havanın,
Vücudundaki vadilerden,
Derin yarıklara,
Büyük bir gürültüyle
Nasıl da geçtiğini fark edeceksin!
Yaşamak, anlam katmaktır.
Katacaksın…
Çünkü gidecek başka yer yok,
Sığınacak bir liman;
Kendimizden başka…
Bir başka yüreğe değer vermenin ilk şartı,
Yüreğini adam yerine koymaktır dost!
Susacaksın…
Bazen utanç,
Bazen ayıp,
Bazen yüz kızartan bir tavırla dinleyeceksin kendini…
Yüzleşeceksin,
En hokkabaz “senle”
Pişmanlıkların göz çukurlarına dolmadıkça,
Kime, hangi sevdaya ağlayabilirsin ki?
Limandan kalkmadan gemiler,
Duraklar boşalmadan,
Bir gün doğumu daha göreceksen kalk ve bak!
Gün ağarmadan kaldır başını
Ve söylemediklerinden söyle bu defa…
Önce susacaksın…
Durulacaksın…
Gözlerini kapatıp,
Kalktığında yeni bir senle uyanacaksın…