Türkiye’de bir işe başlamanın, bir işi sürdürmenin zorluklarını hepimiz ensemizde bir ateş topunun sıcaklığı gibi hissediyoruz her gün. İşi sürdürmenin zorlukları ise bambaşka oluyor çoğu zaman. Önünüze engeller de çıkıyor, destek verip gibi görünen köstekler de (!)
Gündemin sıcaklığı aşikâr... Medyanın durumu hakkında yorum yapmaya gerek bile yok. Bundan memnun muyuz diye soruyoruz kendimize, cevap hayır. Ülkemin bu halini istiyor muyduk diyoruz, cevap yine hayır. Gelecek nasıl olsun diye düşününce bir sıcaklık kaplıyor hayallerimizde bile hepimizi, güzel düşler kuruyoruz.
Güzel günler görmek kimin ellerinde peki? Kim atıyor ilk adımı? Kim sürüklüyor bizi patikalara, asfalt yollara?
“Homo homini lupus”... Bir Siyaset Bilimi öğrencisinin belki de en çok duyduğu cümlelerden biri... Peki gerçekten “insan insanın kurdu” mu?
Her yolda kendimiz nefes almıyor muyuz ilk? Başarmak için ciğerlerimize o derin soluğu biz çekmiyor muyuz?
Derin bir nefes aldık... Bir işe başladık... Türkiye’deki tüm bu kirliliğin ortasında temiz bir yol açtık kendimize. Genç bir neslin farkındalığını göstermek istedik, haykırmak istedik biz de buradayız diye. Ensemizdeki sıcaklığı her gün hissediyoruz, ama bir gün, güzel bir günde, nefes alıp bir deniz kenarında, “İyi ki bu ülkede yaşıyoruz.” diyeceğimizi biliyoruz. Evet o günler gelecek...
Köşe yazılarımla bundan sonra www.haberbudur.com’da olacağım. Beni okumayı seven kitleleri değil belki ama; onları yirmileri beklerim... Güzel günlerin hayallerini paylaşmak için...
Yeni Bir Nefes...
"Homo homini lupus" demişti. Daha sevgi dolu günler için bu nefes...