tiktaklar ve platonik tekerlemeler
özetliyor bu anı
posta kutumda birikiyor
ne çok sakin cumartesi
ne çok acı gece düşü
düşerken kızıl güneş yanığı gibi tenime
külü aşkın
vurgusu eziliyor semt isimleri gibi adının
tınısı sıradan bir sokak loşluğu oluyor sesinin
pürüzlü umduğum aynalara yansıyor
çamaşır ipine asılı ruhum
yolu şaşırıyor
uğuldayan kıvrımlarda güdülen fikrim
sığınıyorum
karanlık gölgesine sandalye ayaklarının
sessizliğine bizsizliğin ve yalnızlığın