Yâr! Feryadımdır Bu Sana

Zaman gecenin bilmem kaçı, yağmurlu bir gece, aklımda sevdiğim... Yazılır yine bir aşk feryadı gözünü seveyim...

yazı resim

Yine yoldaşım oldu kalem kağıt. Akrep ve yelkovan koşuşturadursun, akmıyor bizde zaman. Kalpte sızı aşkımızı yaşıyoruz yine. Zaman gecenin bilmem kaçı, Yağmurlu bir gece, aklımda sevdiğim... Yazılır yine bir aşk feryadı gözünü seveyim...
Uzaklarda, çok uzaklarda şimdi O. Kimbilir ne yapıyordur. Belki de en tatlı rüyalardadır, sarılmıştır yorganına sıcacık. Bense ona hasret üşüyorum. Isıtmıyor beni sigaramın titrek közü. Ciğerimse yanıyor. Sanma ki sigaramdan... Aklıma yar geldi, o güzel pelerin gibi saçları; ondan... Sevdası yakıyor sevdası. Neylersin gönlüm; duymuyor o yâr feryadı.
Ah bir bilse ki o yâr, bu gece Erzincan bana ağlıyor. Bilse ki bu yağmur, bu boran benim aşkımdan... Haykırdım dağlara feryat figan... "Aşkımı istiyorum; çıkın aradan!" Yoksa yıkansın bu kirli dağlar, belki erir de dize gelir aşkımdan... Fırtınalar kopsun da; alsın aşkımı, sevgimi, hasretimi, cananıma götürsün. Ben onu seviyorum bilsin... Erzinca bana ağlıyor işte... Erzincan hasret çekenlere ağlıyor; sevip de sevilmeyenlere...
Hiçbir şeyin tadı yok zaten. Ne zamandır keyifle ne bir bardak çay, ne de bir dal sigara içtim. Şu kalem kağıt da olmasa... Cam kesiği sızılar hissediyorum sol yanımda. Bir kan sıcaklığıyla irkiliyorum. Uykularım da bölünür oldu; ne vakittir göremiyorum yâri rüyalarda. Küçük bir resimden gayri bir şey kalmadı elimde. Bir de telefondaki sesi... Ne fayda, yok ki ömrümün neşesi. Gözüm gülden gayri dikeni görüyor...
Biçare gönlüm bulamıyor derman. Dinmiyor bu feryat figan. Cananım benden uzakta; sevgimden bihaber tatlı bir uykuda. Kalem anlatmaktan yoruldu, kağıt dinlemekten... Ağla Erzincan ağla; o yârin gül teninde olamadık bir bülbül, ne fayda...

Ramazan Adıgüzel...

Başa Dön