Tecavüz

Çıldırtılmış hayallerle, gökyüzüne bakıyorum; cam parçaları yağmaya başlıyor üzerime. Sahipsiz seslere inat, sessizce yaralanıyorum. Gözlerimi kapatıyorum. Kapalı gözlerimde, bir anda yüzümün sahibi, o masum ifade beliriyor...

yazı resim

O kadar aciz ki kelimeler, ne diyeceğimi bilemiyorum. Yok olmayı göze alabilecek kadar bezdirici, içimde ki, bu boşluk. Yüzüme bakıyorum, aynada. Lekeli bir geçmişin sırtındaki geleceği görüyorum!.. Gelecek, belki de artık, gelmesi gerektiği şekilde gelmeyecek!.. Sadece, bir adım var önümde. Uçuruma savuruyorum kendimi!.. Ve, istenen son; ölüyorum!..

Çıkışı bulunamayan bir labirent!.. Önümdeki duvarlar, asla aşamayacağım yüksekliğe ulaştılar ansızın!.. Çok yüksek duvarlar, şimdi!.. Sesler duyuyorum, beni çağırıyorlar, sesleniyorlar!.. Duyuyorum, ama göremiyorum. Sesler kimsesiz, sesler sahipsiz şimdi!.. Çıldırtılmış hayallerle, gökyüzüne bakıyorum; cam parçaları yağmaya başlıyor üzerime. Sahipsiz seslere inat, sessizce yaralanıyorum. Gözlerimi kapatıyorum. Kapalı gözlerimde, bir anda yüzümün sahibi, o masum ifade beliriyor, kirletilmiş bedenim kan içindeyken!.. Nasıl bir duygu ki bu?..

Güneş batmıyor, yeni doğacak günü yatağında boğmak için!.. Soluk soluğa kalmış bir telaş!.. Sesli-sessiz kelimeler peş peşe, telaşın soluğundan koynuna akıyor. Yaralı sözler, bir sürü gereksiz ayrıntılarla yüklü!.. Artık, her şey, hiçbir şey ifade etmiyor. Çünkü, keskin camlar hala üzerime yağıyor. Yürüyemiyorum, ayaklarım basmıyor, adım adım!.. Zaman da geçmiyor, adımlar küsünce!.. İçimde daha önceden yüklenmiş bir acı, belki pişmanlığın, belki de kırık camların saldığı bir korku!..

Varlığını gizleyen bir sessizlik!.. Gözlerimi açtığımda tanınmayan kimliksiz bir sürü yüz!.. Kimseleri tanımıyorum, kimseler de beni. Ben kimim?.. Neredeyim? Kayboluyorum!.. Simsiyah bir orman. Kalbim bedenime büyük gelmeye başlıyor, söküp atmak istiyorum. Sesler, ertelenmiş kelimelerin arkasına saklanmışlar!.. Vücudum da izler!.. Görünmeyen izler, kırılmış kemikler, neme yüz tutmuş yanaklar, kurumaya hazırlanan ıslak gözler, çatlamış dudaklar. Kendimi ne kadar sıkı sararsam, bir o kadar da içim parçalanıyor.

Üzerinde bir yerlerde kalan gözlerimin iziyle, ayna uzaklaşıyor. Ne kadar uğraşılsa da, duvarlar aşılmıyor. Teller, daha da çok yırtıyor bedenimi, düşüyorum acımasızca acıyanlarımla. Üzerime cam parçaları yağıyor.
A.Ç.

Başa Dön