SONSUZ BOŞLUK
Bir sabah vakti... Uzun zamandır kendimi iyi hissetmiyorum... Anlamsız bir boşluk içinde, herkesten uzaktayım... Yüreğimdeki güven pınarları kurudu... Gerçek bir aşk uğruna her şeyden vazgeçmeye hazırım... İmkanı olmayan bir düş gibi geliyor bu... Hayatın insana hazırladığı nice sahne var ben en kötü sahnelerde başrol oyuncusuyum. İçim boş, dışım boş, yüreğim boş... Bomboşum... Duygusuzum. Ne hüzün, ne keder, ne sevinç, ne mutluluk... Taş kadar ruhsuzum... İsteksizim,beklentisizim... Hayatı umursamıyorum...
Boşluk... Sonsuz Boşluk... Neyle dolduracağım hayatımı?
Bu yalnızlık daha ne kadar sürecek?... Her gece bir başıma o karanlık sokaklarda dolaşıyorum... Tek bir yıldız bile parlamıyor karanlığımda... Her şeyi tek kişilik yaşıyorum. Tabii buna yaşamak denirse... Açıkçası çok mutsuzum ama umutsuz değil... Umudumu kaybetmedim henüz... Onu da kaybedersem bana kalan bir avuç gözyaşı olacak...
Biri ışık olsa bana ve dünyama... Aşk değil istediğim, sevgi değil sadece güvenmek istiyorum. Çünkü bu sahtelikler ve yalanlar dünyasında yerim yok... Sahte yüzler duvar gibi önümdeler... Ben tükenmemişken henüz biri elimden tutsa... Sımsıkı... Üzerime çöken karanlıkları çekip alsa... Tutunabileceğim kimse yok... Aslında yeşil gözlerindeki pırıltılı bakışlar ve sesindeki neşeyle bana destek olan biri var ama ona da tutunamıyorum. Yaklaşmamı engelleyen bir şey var, çözemiyorum... Belki de o eski cesaretli kişiliğim yok artık... Korku ve güvensizlik yerleşmiş içime, söküp atamıyorum...
Anladım... Benim yüreğim uzun bir zaman önce iflas etmiş...
Hayat devam ediyor... Umarsız....