"Sevme Sanatı"

Sevmek bir merhamet değil, bir sanattır ve bunun bir karşılığı yoktur. Herkes hissettiği kadarını görür, hissettiği kadarını yaşar. Kimine göre bir erdem olur, kimine göre salaklık...

yazı resimYZ

Sevmek bir merhamet değil, bir sanattır ve bunun bir karşılığı yoktur. Herkes hissettiği kadarını görür, hissettiği kadarını yaşar. Kimine göre bir erdem olur, kimine göre salaklık...

Sevmeyi anlamak, ancak onu yaşamakla olur. Tarih boyunca bu sanatı kullanan birçok kişi olmuş. Beni çok etkileyen bir kaç isme yer vermek istiyorum. Süleyman ile Belkıs, Yusuf İle Züleyha, Muhammed ile Hatice, Antony ile Kleopatra, Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Napolyon ile Josephine, Juan ile Evita, Prens Edward ve Wallis Simpson, Voltaire ile Emilie du Chatelet, Pyramus ile Thisbe, Prens Saleem ile Anarkali, Prens Khurram ve Mümtaz Mahal Begüm Çok etkilendiğim, Aytmatov'un hikâye ettiği Cemile ile Danyar", William Shakespeare'in Romeo ve Juliet, Edgar Allan Poenun Annabel Lee de diğer etkisi yüksek aşk hikâyelerinden Bu hikâyelerin her biri kendi yaşadıkları dönme damgasını vurmuş unutulmaz aşklar.

Sevmeyi rahmetli Neşet Ertaş, gönülden gönüle giden bir gizli yol olarak tanımlıyor. Sevmek, var olan her şeyden feragat edebilme cesaretidir bence. Kıyas unsurunun olmadığı bir algı biçimi...

Sevmek çoklu bir âlemi, tek bir âlemde görebilme becerisi ya da aptallığıdır. Artık sizin kabulünüz hangi yöndeyse...

Sevmek bütün İlahları bir tarafa bırakıp, tek bir Tanrı'ya iman etmek... Dört kitabı bir tek kitaba indirgemek... İki yüreğin tek bir yürek gibi aynı anda atması... Bakılan her yer ve her şeyde tek bir şey görebilme (Bunu ister gerçek, ister serap olarak algılayın)...

Sevmek, doğaüstü bir olayı insana indirgeme sanatı. Bunu en iyi, heykeltıraşlar, şairler, ressamlar ve bestekârlar yapmaktalar. İlgi çekmeyen bir şeyden, hayranlık uyandıracak bir şeyi var edebilme sanatı...

Sevmek sizi görmeyeni görmekten vazgeçmeme becerisi hulasa...

21 Temmuz 19
Gölcük

Başa Dön