Ummandan gelen bad-ı Saba’yım,
Ruzigar-ı ah-ı sabbah-ı beklerim.
Dil-i Rubayı kesip katl eyledim,
Ta ki mana-yı asl-ı seda gelsin.
Kör etti aşkı Zıll-ı Züleyha, görmez oldu,
Ki açan gözleri, ol Cemal-i Yusuf gelsin
Yakup serz eyler tenha-i kuyuya,
Vatka ki, ol dem seherde Yusuf gelsin
Kanlı gömlek medrese-i Yusuf’a bela
Ezelden ebede, dil şikeste, mecrur olsun
Geel, gör usuul, usul çök, uslu ol,
Sende ser-keş, olma DELİ gibi!
Şiir belleme! Say ki, taht-ı revan,
Zeynebin ahu figanına, çeşm-i giryandır
Her kim iç eylerse sath-ı a’yan dan,
Bu, ol nefs-i edeb-i rahmandandır
Ey Aziz! Hangi demde olursan ol,
Zıll-i can bulursun ey canım!
Oku; Bostan-ı irfan-ı Al-i gibi,
Zemheri vurmuş Tur-fani olsun.
Koy zulal-i Zemzem akıp gitsin,
Ah-ı va veyla, giryan-ı Derya olsun.
Oku, iç et! Kör ol ve dahi dilin lal,
Aç ey can! Bağ-ı sine-i arif’an olsun.
Söz verdi, ol merd-i Haydar-ı Ali’ye
Konuşmaz bir daha lal oldu, saniye!
Okusun, okusun okunsun da,
Aksın, olsun ol zeban-ı Zebur gibi
Seher vakti çürütecekse alnını
Aşk şarabından alsın dest abını
Varlık bedeni baştan aşağıya
Leyla, Leyla u vaveyla giryan’ında
Kevir’de kaybolmuş mecnun,
Nerden alsın Leyla’nın kokusunu
Mecnunem, ey Bahr-i Umman! Al sine’ne,
Meczupluğum Leyla’nın cilvesindendir.
Diba işlensin! Ol Meryem misali,
Ne olur, Zenube sayma, ey saki!
Belki, ol Ziya’ya haml olmuş,
Saay ki, Zen-i Al-i aba’dandır.
Ol nefes; beden-ine SİN’di ise,
Bil ki, Mihr-i Al-i Ya SİN’ dendir
Nale, nale inlenecek olan hal-e,
Söylenecek tek yer, O’na havale!
Yakub’un sürdüğü merhem misali,
Cemal’i Betül-i Zehra-i gülistanındandır.
Nereden bilsin Alem-i bühtan? Ki,
Can libas’ı Ali’nin leyle-i Nefh’indendir.
Muhammed CAN