Geceden koyu bir sessizlik dökülüyor parmaklarıma,
Sesimde küskülü bir çocuk iç çekiyor derin derin
Her an infilak edecekmiş gibi tedirgin şehir
İstiklal'de bir kırmızı anı
Gözlerimin gözlerine ilticası
Caddelerden akan nedir yağmur mu?
Yoksa yağmur kıvamında sesin mi?
Düşlerde ellerim üşüyor,
Bayram yaklaşıyor ellerim daha bir sızılı üşüyor
Yoksa
Ellerimin üşümesi yağmur kıvamındaki sesinden mi?
"Bu bayramda boynumuz bükük kaldı yüreğim
Haydi yüklen omzuna hicranını
Bu şehirden geçip gidelim"
Yüreğim bir tel örgünün kuduz dişlerine asılı
Yüreğim bana sağır
Yüreğim bana yabancı.
Çağlar akıyor kelimeler vadisinden
İmkansızdık'la başlayan
Ve sonu gelmeyen cümleler kuruyorum
Dilsiz sayfalara.
Birbirine sevdalı iki imkansız,
Biri yağmura yazılı,
Diğeri güneşin metresi
Sen, hep uzaktan seyrediyorsun
Yamalı umutların gündüze akışını
Yüzünün bir yarısını karanlık zapt etmiş
Esirsin çizipte geçmiş zamanlarda,
Derin bir ahla anılan boynu bükük karanfillere,
Saçlarında yağmur sonrası toprak kokusu
Avuçlarında liğme liğme bir güven.
Ben, araladığın kapının
Cılız nefesinden soluyorum hayatı
Göçüyor ağır ağır gökyüzü
Saçlarımın altın sarısından
Devirip kirpiklerimi yanaklarıma
Kandırıyorum "özlem kırmızısını"
Aynı sokakta buluyorum seni intihar dönüşlerimde
Bulut mavisinde Yemen Türküsünü söylüyor yetimliğin
Bİldiğin tek türkü bu
Gidenler dönmüyor, dönenlerse unutmuş...
Sözün bittiği yerde
Kesik bir kol gibi yarım ve yaralı gülüşün
Kendine sustuğun her surette
İzi kalıyor manası kendinden derin gözlerinin
Sen susuyorsun, ölüyor martıları İstanbul'un
Haliç'e çekilmiş vapurlar alnından vuruluyor
Galata Kulesi tozu dumana katarak
Çöküyor üzerine otobüs duraklarının
Sen susuyorsun, içimden hasret trenleri geçiyor
Sahipsiz bir bavul gibi yapayalnız
Kalakalıyorum şehrin en kalabalık caddesinde
Sen susuyorsun, İstiklal'de bir tranvay
Pervasız kahkahalarla linç ediyor bedenimi
Aralayınca sırrın sırlı perdesini
Karanlığı aydınlatır, kalbin kör noktası
Seni söylerim goncadaki hayale
Diner fırtınası usumun , huzura demir atarım
Sonra şehir eskir, şehir uyur
Sen açarsın gözlerini
Üç cümleyi şerh düşersin kainatın sebebine
İfadesizliğinden utanır alfabe...
4.02.2003