Ruh Kapanı

Sorular asılı, cevaplar ikiyüzlü Oysa esas mesele zaman değil. İnsan.

yazı resimYZ

Gökyüzü beton duvarı gibi, yamalı gri tonda. Mevsim: İstanbul kışı, hiç bir kışa benzemez. Bu yüzden sevemedim kış aylarında bu şehri. Hayat tıknefes, kül rengi sevimsiz günlere hapsolur. Caddeler asık yüzlerin mekanı sanki. Bereler, kaşkollar, maskeler, pause tuşuna basılmışçasına benzer manzaralar. Belki, güzel günler gelmeden yaşanması gerekir bunların.
Mevsimlerle bir sorunun yoksa duygusal çalkantıda olmalısın. Beklenmeden inen gözyaşlarını inkar edemezsin. Çürümüşlüğün kokusu dayanılacak gibi olmadığında kabuklarına sığınmak istersin. Hiç doğmamış gibi. İmkansızların çaresizliği nasıldır?.. Fena. Belki senin için. Diğerlerini bilemediğini itiraf et. Öyle bir zaman çünkü. Kolay değil. Yalan, yalan ve yalan. Hiç bu denli sahici olmuş mudur?..
Yaşamak güzel. Kendinle, yüreğinle, hayallerinle güzel. Yaşamak aslında zor. Ciddi olarak zor. Herşeyin bir bedeli varken, herşeyin bir usulü icat edilmişken hayatta kalmak zor. Sonunda ya köleliği sindirip kabullenirsin ya da görünmez olursun.
İnsan ilken, yaradanın mucizesiyken , aklını es geçip, eksik kalmış olduğunu kabullenirsen hayatta kalırsın. Daha nereye kadar kandırılırsın?.. İyi de, aklını neden karartırsın? Sana okul yoluna set koyanlar yüzünden. Birkaç lokma ekmeğin peşine düşürenlerden. Aklına girip seni kullananların peşine takıldığında Ruhunu, geleceğini yok edersin. Belki bilmeden, anlamadan, f arkına varmadan. Ne yazık, kendine ettiklerine
İstanbula bakıyorum, sessiz, görmüş geçirmiş şehre. Fısıltısını duyuyorum, derinden. Üzülüyorum, hem de öyle böyle değil, çok. Yazık edilmiş deyip. Boşa yaşanmış deyip üzülüyorum.
Başka bir hezeyan bu. Sancısı dayanılmaz. Kendime İnsan olmanın bedeli bu mu diye sorup sorup duruyorum. Mümkünken her şey, mümkünken en güzeli, bu mu?..
Parçalanıyorum. Lime lime edilir benliğim. Sorular asılı, cevaplar ikiyüzlü Oysa esas mesele zaman değil. İnsan.

eylül

Başa Dön