sana yaralarımdan derlediğim bir paragraf okuyorum
en son hangi kabuğu kopardım sarı iltihaplı,
en son hangi kaldırıma vurdum diz kapağımı?
uçucu bir güzelliği var yağmurun, ıslanıyorum...
uçlarına saçlarının birer göz bırakıyorum
en son hangi puhuyu gördüler sevi,
en son hangi kanadına çarptı eli?
diplerine saçlarının kutsanmış zehir damlatıyorum...
konuşmaya öyle hevesli hızlanıyor dudaklarım
edebiyle zaman azaltıyor sesimi
fosforlu bakışıyla daraltıyor nefesimi
puhu, aynı taş kaldırımlarda, bıraktın, kırılıyorum...