ÖZLEDİM…
Zamansız cemre misali düşerken gözlerime,
Tam şimdi,
On yedi gül açarken göğsümde,
Gitme…
Soğuk rüzgârlar titretirken kollarında,
Güneş kavururken tenini kızgın kumlarda,
Biliyorum, özlüyorsun.
Özlem, mahpus dudaklarında.
Uzundu gündüzler, geceler kısa,
Uzun sürüyordu özlem oruçları,
Nem kokulu bodrum katlarda,
Merdivenlerinde ışık huzmesi/içinde sen,
Öyle bir aşk kokusu geliyor ki burnuma,
En mahrem ve en masum yerimde çırpınıyordu özlem.
Anlatılması zor yangın,
Sarmış, aşka açılan pencereyi,
Kor camlara dokunursun korkmadan.
Gözlerinde dudaklarım, dudakların gözlerimde,
Çıkamazlarken elele güneşe,
Sen özlemedin mi?
Nilgün çaya bekliyor…
Ve Ege bekliyor türkuazıyla koylarında, tuz kokusuyla,
Etezyen saçlarımı dağıtıyor,
Sonra, yerine tarayıp, okşuyor
Bir deli özlem sana duyduğum,
Dudaklarımı çatlatıp, sonra öpüyor.
Yüzümü saklayıp palyaço makyajımın ardına,
Göğsüne yasak afişler asmıştım,
Yırtma!
Sızlayan göğüs uçlarımdan, sevgimi akıtıyorum gizlice sana,
Silme ayakkabının tozunu,
Gitme, geceye çıkma!
Karabasan özlemlerinle örtme üstümü,
Sev emri değil bu, vur emri senden çıkan,
Şiirlerim üzgün, çok özledim ben,
En masum ve en mahrem yerimde çırpınıyordu özlem…
ZEYNEP HÜMA
26 Ekim 2008 Cumartesi 00.45
] ] ]