Günlerim hep pazartesiden salıya geçiyor, bir tekrarın döngüsündeyken uyandım. Adımlarım koca bir salı gününü arşınlıyor, bunu şimdi anladım. Kalu beladan ahir zamana sürükleniyor miladım, bunu ölmekteyken anladım. Çarşamba oluyor sonra günlerim, salıyı arkasına almış tanrım. Oysa ben bu döngünün yalnızlığıyım ki taa Musanın asasına kazındım.
Ölmek için çok geç, yaşamak içinse çok erken, bunu bir aşkın koynundayken anladım. Ölmek için çok güzelim dedim buna ben bile inanmadım, ama yaşamak içinse çok zayıftım. Tanrım yaşamak için gerçekten çok zayıftım ama verdiğin hayatı yaşıyor bulunmuştum. Ki bunun seçim hakkı bana sunulmamıştı, deliliğin tam ortasına düşmüş bulunmuştum.
Ölmek için çok geç, yaşamak içinse çok erken dedim bunu ben bile anlamadım. Tuttum bu söze anlamlar biçtim, bulduğum her kelime cümleme büyük geldi. Kalktım kelimeleri yaktım.
Annemin tek derdi kedileri doyurmaktı, tuttum annemin yalnızlığını ölçtüm. Kediler yalnızlığın simgesidir ilişmeyin dedi. Anladım Annem büyük susmuştu, yalnızlığından kedileri sevmişti, korktum. Yaşlanınca onun gibi olmaktan korktum. Ve yemin ettim yaşlanınca asla kedi beslemeyecektim, şimdi de beslemeyeceğim. Yalnız kalan bir kadının sesiymiş kedi hırlaması bunu annemden öğrendim.
Annem babamın gidişinden sonra daha bi sevmişti kedileri, düşününce anladım. Yalnızlığı babamın gidişinden başlamıştı. Ve yine yemin ettim, birgün biri de benden giderse ben hayata kalmayacaktım. Kalmamalıydım...
Kalu beladan başlıyor miladım ki ölmek için çok güzelim dedim ve aldandım. Ahir zamana sürüklendim de aşk elemine kapıldım.
Tanrım beni bu kadar yüksekten bırakma, ahir zamana kadar sürsün sayıklamalarım. Ve eğer öleceksem bu bir çarşambaya, yalnızlığın en çıplak gününe denk düşmeli. Böyle bir şey olsa olsa çarşamba günü gelmeli başıma, tabiki hiç kedi beslemeyeceğim ve benden henüz kimsenin gitmediği bir zamana.
Yaşamak için çok zayıfım, gerçekten çok zayıfım. Ölüm desem buna cesaret edemeyecek kadar da korkağım ki annem kadar da yalnızım. Tanrım ahir zamana sürüklensin miladım, ama yalnızlığa tahammül edemeyecek kadar da naifim. Neden bu kadar naiftim.
Ölmek için çok güzel, yaşamak içinse çok çirkinim dedim ki iki alemde de yer edinemedim. Ne Dünya'ya yakıştım, ne de ölüme alıştım. Sığınmayı düşündüğüm her yer varlığıma dar geldi. Kalktım benliğime sığındım.
Annemin kedilerle konuştuğunu görünce öğrendim ki onun kadar yalnızım, Anneler kızlarının kaderini ruhlarından nakış gibi işlerler dedi ve gerçeğime uyandım. Tanrım annem kadar yalnızdım. Ama benden giderse biri ben hayata kalmayacaktım. Benden aşk elemini alıpta giderse biri, Tanrım beni bu kadar yüksekten bırakma.