Haliç için eski Turgut Özal’ın Belediye Başkanlarından Bedrettin Dalan zamanından beri çalışmalar yapılır. Sonunda bir başarı elde edilmiş olacak ki şimdiki Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna Haliç sularında yüzmüş. Koli basili ölçümleri kabul edilebilecek düzeyin çok altında çıkmış. Ne kadar sevindirici.
Kadıköy’ün de eski Haliç’e benzeyen bir deresi var. Kurbağalı dere. Şimdi diyorum ki Sayın Ali Müfit Gürtuna’nın cesareti varsa –yüzsün demiyorum- ayaklarını Yoğurtçu Park taraflarında 10 saniye için suya soksun.
Bu dere çok ünlüdür. Bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama son zamanlarda buradan yayılan koku dayanılmaz bir hal aldı. İğrenç. Fenerbahçe stadının karşısındaki köprüden yürüyerek geçerken nefesimi tutmaya çalışıyorum, tutamıyorum, o yüzden geçtikten sonra baygınlık geçiriyorum. Pis koku çevredeki evlerin yatak odalarına kadar giriyor. Köprünün yanındaki Yoğurtçu parkta kimse oturup dinlenemiyor. Sağlık için de son derece sakıncalı. Adı dere olan su yolu açık bir lağıma dönüşmüş durumda.
Bildiğim kadarıyla bu dere Kadıköy’e gelip Marmara Denizine kavuşana kadar başka iki belediye sınırlarından daha geçiyormuş. Diğer iki belediyede yaşayanların pis suları denizin ağzında birikiyor. Dereye kimse sahip çıkmıyor. Önceki belediyeler, dere son olarak Kadıköy’de, yani solcuların, gomonistlerin, dinsizlerin, gavurların, satanistlerin yaşadığı yerde bittiği için ne olduğuna hiç aldırmıyorlar. Kadıköy Belediyesi başlangıçtan önlem alınmadığı için bir başına bir şey yapamıyor. Burada iş Büyükşehir Belediyesine düşüyor. Aynı zamanda devlet yöneticilerine. Eğer İzmir’in girişinde duyulan koku da giderildiyse, Türkiye’de böyle rezalet durumda olan bir burası kaldı.
Hem yakışmıyor, hem rahatsız edici, hem sağlığa son derece zararlı. Yapılacak iş aslında son derece basit: Derenin başından itibaren boylu boyunda kanalizasyon hattı döşenecek. Böyle bir işlem lüks olmaktan çıkmış durumda. Yapılmasını beklemek yurttaşlık hakkımızdır.
“Yapacak gücümüz yok” demeyin, inanmam.
17.Ağustos.2003