Kadife Perde

... Çıtırdayan sesler kulaklarımda. .... Gülten Ağrıtmış

yazı resim

KADİFE PERDE
Kırar keserle, tüm vazoları,
Bitmez, yatakları, koltukları,
Fırlatır atar ağırlığıyla;
Büyük çevirmeli portakal sıkacağını,
On yıl beklese de eline geçene kadar,
Fırlatır atar,
Bilgisayar ekranlarını,
Panjurları, dolapları,
Anıları olan sandalyeleri;
İplikle bağlamıştır büzük yaşlı eller,
Sandalyenin ayrılan demirlerini.
Kırmızı koltuğuyla başka şehirlerde kalan
Kadife perdeleri…
Keser, kalın tahtası yüküyle;
Sallanır havada,
Çıtırdayan sesler kulaklarımda.
Kıramayıp sağa sola verilen mobilyalı müzik setleri
Pera Palas'taki telefonun bir kopyası; kulplu altın rengiyle.
Bir taraftan satılan cep telefonları,
Buzdolapları, televizyonlar, annemin verdiği altın bilezikler,
Biten giden pırlanta yüzük…
Sızlarken içim bir taraftan,
Dönmeyen bir dolu o eşyaların;
Rüyasını yaşatmak var gibi…
Küçük kurulan kolye kutusunda,
Bir o yana bir bu yana giden kuğular…
O yaşlı eller kuğuları koyduğunda,
Gülümseyen gözler onları izler.
Nerde keser; nerde…
Saatler her yerde…
Alacakaranlıkta bedenime giren ruhlar
Çöpün başında…
Çöpçüler, içimde.
Keserler, keser.
Sallanır havada, yalan seslere…
Yorgunluğu doğar ardından
Dün güzel bulduğu,
Buğulu bulduğu, sese…
Keser; seslerin armonisini de kesmek ister.
Karışan sesler…
İki el, kulaklarda atılan çığlık,
Saplanmış duvarlara; keser.
Akan kan,
Kan süzülür duvardan…
Ayaklarımın ucunda yırtık ayakkabım,
Çoraplar, ıslak kana basar, ılık…
Sarmalanmış araba iki tekeri yok.
Altında tekerler…
Arkada tekerler…
Vuran ışık…
Soğuyan yüzüm…
Düşen ellerim…
Bükülen boynum…
Oturan bedenim...
Bir kelebek!
Parmaklarımın arasına, konan…
Göz hizamda kelebek elimin üstünde,
Son nefesim.
Parmaklarımın arasında sıkışan,
Orda halen çırpınan, kelebek…
Keser.

Kalın kadife perdeler…
Nerde kimin penceresinde takılı?
Perdeler içinde oynanan evcilik oyunları…
Oynanan Hacivat Karagöz,
KADİFE PERDE
İnce beyaz perde ve yanan arkasındaki mum…
26 Ocak 2009
Gülten Ağrıtmış

Başa Dön