Islak yatak
Yağmur yağıyor hiç durmadan.
Sigaramın dumanını görüyorum.
O muhteşem dağların doruğundan gelen rüzgarın serinliğinde bedenim yıkanıyor.
Derinden çekiyorum toprağın kokusunu içime.
Yalan söylüyorum.
Utanmadan sevişiyorum.
Çığlıklarım karışıyor yağmurun ritmine
Bir gelip bir gidiyor dans ediyor bedenim.
Gülümsüyorum
Ağzımın içinde çilek tadı var.
Hissediyorum.
Ateşi görüyorum gözlerinde.
vazgeçilmez, dayanılmaz bir serinlik var her yanda.
…
Gün kızıla çalarak batıyor.
-Canı mı acıyor, bu kızıllıkta neyin nesi?
Gözlerim acıyor sürekli aynı şeylere bakmaktan.
Kilitlendiğini biliyorum tüm kapıların.
-Ne de çok kapı var!
Kimsem yok artık.
Gün ışığında karaltıları görüyorum.
Kapılar kapanıyor sesli sessiz.
Gittikçe azalıyor gürültüler.
Vazgeçiyorum her şeyden ve koynuma alıyorum hiçliği
Okşayıp seviyorum onu
İçine anlamlar yüklüyorum
Olmazlara
Olmaz şeylere
İmkansızlar yaratıyorum dağlar boyu
İhtişamından gözlerim kamaşıyor
…
Ne derin bir sessizlik şu yaşam dedikleri.
Yapraklar yere düşüyor
Islanıp çamura bulanıyor
Tutup okşasam, silsem yüzlerini
Olmaz.
Olmazların cehennemine bir uçurumdan düşüp geliyorum.
Bedenim hala boşlukta. Düşüyorum hep. Hiç sonu gelmiyor.
İşte tam çakılacam, yeri görüyorum.
Yaklaştım. Bedenim parçalanacak birazdan
İşte SON
Dediğim yerden de geçtim.
Bitmedi
Bitmiyor
Düşüyorum.
Ellerimi açtım kocaman
Parmaklarımın arasından
Bacaklarımın arasından
Geçti rüzgar.
İşte sonsuzluğun tanımı
Adı rüya
Tanık
Islak bir yatak
13.09.97düşge