hıçkırıklar bir müddet sonra kesildi değil mi
ışıkta kayıp gitmişti zaman karadeliğinde
üstünde bir yığın moloz vardı
dışarıdan bir ses duydun mu kimbilir
ve güzel .
düştüm mü gözlerine
ağladığımı hissettin mi
uzakta çabalayan ellerim kollarım
telefonun tuşlarını parçalayan nefretim
cennet yıkıntılar arasındaydı
kimse sesimizi duymamıştı zaten
gittiğin şarkıyla
sövüyorum ışığa hala
enkaza dönmüş bedenimi
kayıp giden gözlerini
imdat çığlıklarını
ağustosu
sesimi duyan var mı...
sana canım derken ağlıyorduk sevgilim.
kaldırdım ellerimi sen gittiğinden beri
ve küfrediyorum o çok sevdiğimiz güneşe
meleğim seni nereye saklasam şimdi bilmiyorum
ekim ayı geldi
doğumgünüm
sensiz ilk kez...
gülümse göklerde
hep öyle kal e mi.
örtün üstümü
ışığı da alıp gidin şimdi