Korkağım!
Her duruşum kılıç olsa neye yarar?
Canına yandığımın şehrinde,
Zavallı bir istasyonum işte!
Sensin...
Zembereği boşanmış saatlerde,
Üstüme yürüyen tren...
Eyvallah etmeden,
İçimden geçip giden.
Şerli yüzüme,
İsime,pasıma,
Pisliğime bakmıyorsun...
Çember çizen öykülerimle,
Aynı noktada bırakıyorsun beni hep.
Ezbere hayatımla başbaşa.
Acele şehirlere,
Vakitsizlik yetiştiriyorsun belki...
Demir kıvrımlarda kendi kendini iterek,
Ne denli mutlusun kimbilir !
Eşkiya gecelerde hudut muhafızı misali,
Yalancı fecirlerde kol gezerek...
Işığa hasretsin bir yandan...
En ışıklı yanımın koynuna aldığımla gururlansam
Ne yazar!
Bir düdük sesine bakıyor terkedişin,
İçimden geçiyorsun...
Gururumun gölgesine işeyen çocuklara,
Tebessüm ederek...