Bugün, bugün yaşamak istemedim. Bugün bir yerlere gitmek istedim. Yanıma birini istedim. Ama kimseyi bulamadım. İşte o zaman belki yer kabul eder dedim. Ama o da kabul etmezdi. Nasıl kabul etsindi ki hem. İçim yanıyor. İçim ağlıyor. İçim ağlatıyor. Ağlatan bir yüreği toprak ne yapsın.
Bulamadım nereye gideyim. Bulamadım ne yapayım. Bulamadım konuşacak birini. Bulamadım ihtiyacım olan kişiyi. Bulamadım ihtiyacım olan ferah kapısını. Ferahlayamadım. Kendim çözüm üretmeye çalıştım. Ama birinin yardımı olmadan bile çözüme giden yolda adımımı atamadım. Yanlış yaptım. Kimseye anlatamadım. Şimdi pişmanım. Pişmanım ki özür bile dileyemedim başka her şeyi dememe rağmen. İçim içimi yemeye devam ediyor. Oysaki daha dün daha dün hatta bugünün sabahında her şey yolundaydı. Hiç bitmesin istemiştim arkadaşlığımız. Çok şey paylaşmıştık. Orada dua edebildiğime şükretmiştim. Sabır mı?
Bilmiyorum. Bilemiyorum. Anlatamıyorum. Anlamıyorum. Ağlayamıyorum. Ağlayamadım zaten. Beni affetsin istedim. Affetmedi. İşte o an her şeyi fırlatmak istedim. Kendimi parçalamak istedim. Olmadı. Yapamadım. Yapmalı mıydım bilmiyorum. Zamanı geri alabilmek mümkün olsaydı… İşte o zaman buraya bile gelmek istemezdim. Bunları yazmak istemezdim. Yarın nasıl olacak merak ediyorum. Ya da ben birazdan ona gittiğimde sarılacak mı bana içten içten? Eskisi gibi olacak mı? Eskisi gibi olsun istiyorum ilk kez. Eskisi gibi olsun istiyorum ilk kez. Zaman geri sarılsın. Silinsin bir şeyler. Dün gece de ben onlarla onunla kalmamış olayım. Gerçekten ben bunu istiyorum. Aramıza mesafe girsin. Aramızdaki ilişki dünki gibi mesafeli olsun. Birbirlerimizin sırlarını bilmemiş olalım. Ama her şeye rağmen iyi olalım. Beni affet. Beni affet. Beni affet...
Haykırış
Bugün, bugün yaşamak istemedim...