Günlerin Katili

Gök gözlerini arıyorum, sımsıcak bedenini, derin soluklarını. Gözlerimi açtığımda seni yanımda bulmalıyım. Üşüten gecelerde güneş gibi ısıtmalısın ruhumu. Oysa soğuğum. Güneşsiz kaldık sevgili… Sen soğuk gece vakitlerinde koğuştaki 22 kişiyle uyurke

yazı resim

Vuslata beş kaldı demeyi ne kadar isterdim. Oysa vuslata daha 335 gün, 11 saat var.

Korkmamalıyım yanmaktan. Çünkü yakan yanıyor, özlenen özlüyor. Bu, teselli vermeli bize değil mi… “Korkmuyorum yanmaktan, aşk tenimi yakarken lime lime olmaktan” demiştim ya bir şair misali. Bülbül olup ötsem mi, sükuna bulanıp sussam mı?..

Bu nasıl bir sınav sevgili? Sen beni, ben de seni anlamaya mı çalışalım, kendi acımıza mı yanalım. “Benim ne halde olduğumu biliyor musun?” diye haykırırken ben, sen “Ne halde olduğumu anlayamazsın” diyorsun. Ben yapayalnızlığı, sen kalabalık yalnızlığı doldurup doldurup içiyoruz. Susamış gibi…

Gök gözlerini arıyorum, sımsıcak bedenini, derin soluklarını. Gözlerimi açtığımda seni yanımda bulmalıyım. Üşüten gecelerde güneş gibi ısıtmalısın ruhumu. Oysa soğuğum. Güneşsiz kaldık sevgili… Sen soğuk gece vakitlerinde koğuştaki 22 kişiyle uyurken yapayalnız, ben korkunç bir sessizliğin içinde odamda seni sayıklıyorum.

Her telefon çalışında ruhum titriyor. Her sesini duyuşumda seni daha çok özlüyorum.

Yok sayıyorsun 2005’i. Defterinden siliyorsun her günü. Bugün sildiğin 30’uncu gün olacak. Ve belki bayram diye birkaç günlük vuslat yaşatacak kafesin sahipleri. Ve kuşlar gerisin geri kafeslerine dönecek eninde sonunda. Günleri öldürmek nasıl bir duygu? Kurşun izi kalıyor mu? Kalmıyor mu yoksa? Ne kadar kan akıyor günlerden? Birkaç damla mı? Peki öldürürken günleri, sen kendini de vuruyor musun? Yoksa her gün biraz daha mı ölüyorsun?

Sesin bana ölümü haykırıyor. Olmamalı. Aşk yaşamaktır. Soğuk savaşlarda sımsıcak kalabilmektir inadına. Ölümü bana getirme sevgili. Bırak giden asker geri dönsün. “Her şey vatan için!” diye geçen her gün “Özgürlüğüne kavuşman için”…

Dayan sevgili…

Başa Dön