Emanet Hayat

Şu hayatın basitliği insanı deli eder. Konuşsan, yazsan ayrı dert, sussan ayrı...

yazı resimYZ

Sabahın alacakaranlığında uyanıp yorgunluğumla yüzleşmek, yeni günün ilk etkisi. Uyuklamaların arasında umut ve hayal kırıklığı parçacıkları uçuşurken kalk emriyle ayaklanmak sırada bekler ve bunun farkındayım. Tadı olmayan bir anın içine yerleşip, var olmanın gereğine uyanırım; ve başlar hayat. Salınır ruhum gerçeğin, kurgunun ortasında. Acı, tatlı, hüzünlü, sevinçli; ne varsa, ne gelirse, hayat.
Ciddiye alınmamış bir süreç, yaşamak. Şaşkınlık içerisindeyim, olan biten herşeyin.
İyilik, kötülük bir yana, şaşkınlığın ötesindeyim; anlamak zorundayım gibi hissetmekteyim, Çözmek zorundayım, olanı olmayanı. İçimde bir sıkıntı var, adlandıramadığım, tarifi zor.
İçimde bir sıkıntı var, ait olmayan, farklı.
Üzgünüm. Benim olmayan bir hüzün ile yüz yüzeyim. Keşke yapabilsem. Mucizeleri gerçek edebilsem.
Ben yapamam, lakin acısını yaşarım... Kolay olmuyor. Farklı. Anlatılmaz.
Gerçek olan hayal. Gördüklerim, gerçeğin hayali...
Ne diyebilirim. Herşey hayal. Yaşanan, uğruna ölünen, herşey. Çünkü öyle çaresiz ve öyle masumuz ki...
Rüzgarın etkisini düşünürüm. Sağa sola savrulmayı... Ümitsizliği düşünürüm. Vaad edilenin peşinde olmayı. Çaresizliğin akılsızlığını düşünürüm... ve sonuçlarını.
Bir tuzağın içinde olduğumu, umudumu kaybetmemeyi düşünürüm. Bilinemeyenin ortasaındayım diye...
Düşünürüm.

eylül

Başa Dön