Elim Sende

Evimizin bulunduğu mahallenin oyun alanındayım.. Akranlarımın gürültüyle eğlendiği bir meydanda.. İçimde bir telaş var. Hani oynamaktan hiç bıkmadığımız oyunlar vardır ya; yorgunluğu, çilesi, riski bol oyunlar; işte onlardan birini oynamak için yanıp

yazı resim

Düşüp bir yerlerini yaralama riskinin yüksek olduğu oyunlardan biri.. Başından galibini ya da mağlubunu kestiremediğin, her an ebelenme durumunda kaldığın, yüksek temposu yüzünden sorumluluklarını, derslerini, dostlarını ve aileni ihmal edebileceğin oyunlardan biri..

Hava kararmak üzere, akşam yemeği vakti yaklaşmış. Heyhat, içimde karşı duramadığım bir oyun arzusu tepinip duruyor. Eğer oyuna başlarsam vaktinde eve gidemeyeceğim ve annemden zılgıt yiyeceğim. Üstelik yarınki matematik sınavına da çalışmam gerek. Üfff yine de oynamak istiyorum... Zamanım çok az ve sorumluluklarım da umurumda değil.

Kaçarım yok oynayacağım...

Önce, akşamın bu vaktinde en az benim kadar oynamaya istekli bir oyun arkadaşı bulmalıyım. Aslında benimle bu oyunu oynamak isteyen birkaç kişi hep vardır mahallede. Ama dişli bir oyuncu gerek bana. Beni zorlayacak, oyuna heyecan katacak, iyi bir oyuncu arıyorum.

Gözüme kestirdiklerimden birkaçını oyuna çağırıyorum. Aldığım her cık cevabı hevesimi kırarken, vaktin daralması sabırsızlığımı çoğaltıyor. Bir an önce oyuna başlamalı zira birazdan annem balkonda görünüp asabi bir sesle eve gelmem için emirler yağdıracak.

Sonunda istediğim gibi bir oyun arkadaşı buluyorum. Vakit kaybetmeden oyun mekanını seçiyoruz. Kalp atışlarım hızlanıyor, sevinçten çıldırabilirim.

Hadi artık başlayalım!

* * *

Bazen ben öne geçiyorum, bazen de o; bazen şans benden yana, bazen ondan yana lanet olası... Giderek heyecan artıyor ve zaman giderek daralıyor. Annemin beni eve çağırması artık an meselesi. Bunu bile bile devam ediyorum oyuna. Annemin bir kere de ben çağırmadan eve gelsen diye haykırışını duyar gibiyim. Ama mutluluktan ölmek üzereyken bunun ne önemi var? Her şeyi göze aldım. Yerimde duramıyorum...

Ve annemin oyun bozan sesi, mahallenin her duvarında çınlıyor. Omuz silkip oyuna devam ediyorum. Nasılsa olan olmuş. Zılgıtı yiyeceğiz, öyle ya da böyle...

Tam da havaya girmiştik. Hem ben hem de oyun arkadaşım performansımızın en üst noktasındayız. Oyunun en heyecanlı yerinde eve gidilir mi yahu?

Annemin ikinci çağrısı biraz daha kükreme modunda duyuluyor. Hafif bir ürküntü yaşasam da, içimdeki arzuyu bastırmama imkan yok artık.

Derken, tam da zevkin doruğundayken, oyun arkadaşım oyun bozanlık yapıyor.

Oyuna dönmesi için ikna etmeye çalışıyorum. İkna olmuyor. Belli ki sıkıldı benimle oynamaktan.

Güzel bir oyun olması için, onunla oynayabilmek için vazgeçtiğim ve göze aldığım şeylerden bahsediyorum: Düştüm, yaralandım, annemin gazabına uğradım, derslerimden geri kaldım.. Sense mızıkçılık yaparak karşılığını veriyorsun.. Aldırmıyor bana. Mızıtmaya kararlı.

Giderek sinirleniyorum ve ağız dalaşına giriyoruz. Az önce yaşadığımız keyifli ve heyecanlı duygular yerini öfkeye bırakıyor. Topu oyun arkadaşımın suratına fırlatıp evin yolunu tutuyorum. Evde annem beni bir hışımla karşılıyor; durmadan hakaretler yağdırıyor ve bir iki tane de yapıştırıyor suratıma.

Keyfi kaçmış bir oyun, yetiştirilememiş ödevler, hayal kırıklığı ve kaybedilmiş bir oyun arkadaşıyla hayatıma kaldığı yerden devam ediyorum...

* * *

Bir zaman sonra yeniden içimde oyun oynama tutkusu yeşeriyor. Son oyunda yaşadığım olumsuzlukları unutmuş değilim. Yine de belki bu defa iyi şeyler olur diyerek, yeni bir oyun arkadaşı aramaya davranıyorum.

Şimdi hava kararmak üzere, içimde dayanılmaz bir oyun tutkusu. Birazdan annem eve çağırır, oyun oynayacak pek kimse de görünmüyor etrafta. Gözüme kestirdiğim birisi var ama oynayıp oynamamakta kararsız gibi. Benimse ısrar edecek gücüm yok. Boynumu büktüm, taşları dizdim, topu hazırladım bekliyorum. Gelirse oynayacağız, gelmezse eve gideceğim...

* * *

Elim sende oynamaktan hiç usanmadığım bir oyun. Terlemekten, düşmekten, yaralanmaktan, cezalanmaktan, hayattan geri kalmaktan, yenilmekten ve yenmekten hiç usanmadığım bir oyun... Elim sende ey yar, alsana!

Başa Dön