’Şunu iyi bil ki, bu kibir, ululanma, kendini herkesten üstün görme hâli,öldürücü bir zehirdir.
Ahmaklar, bu zehirli şarabı içerek sarhoş olurlar.’
(c.4, 2746-2747) Mesnevi
Varlıkta her birimiz Eşref-i Mahlukattan
Bedenlere bakınca toprağın kiri yok mu
Gafletten uyanmayı bulamazsın lügattan
Melekler arasında nefretin piri(!) yok mu
Vücudun ihtiyacı taam ile kapanır
Pişmek isteyen ruhsa boşlukları affetmez
Hakka nefis katansa nefretlere abanır
İrade bozulunca akıl ile hükmetmez
Nefretsiz olmaz ki ruh cinayeti işlerken
Akıl fikir firarda insanlıktan çıkarır
Kibirli ağızlarla masumları dişlerken
Gözü dönmüş katiller şeref diye yakarır
’Nefsî’ denen bu nefret, ruhu kızıla boyar
Gerek kalmaz şeytana kendisi iblis kalır
Üstün olmak adına ihtiraslara uyar
Şah olurum sanırken oyununda mat olur
Koca okyanuslarda sevgisizlik ağır yük
Atılan her kulaçta bedel ağır ödenir
Helâk olurken bile nefret öylesi büyük
Eneden başka herkes yokta erisin denir
Sevgi yoksa kalplerde yağmalanır bu dünya
Sevgi yoksa kalplerde boğazlanır insanlık
Nefretle ölmüş ruhu hâlâ diri sanar ya
Muhkem söz karşısında aldanışlar bir anlık
Nedir bu söz, yasa ne? Neden bitti tevâzû
Habib’ in aşkı ile rüzgârı kim estirir
Kibirden yıkananı korumaz mı eûzü
Hile yapan şeytanın dilini de kestirir
Hak yolundan sapanlar başlar kendiyle harbe
Kıskançlık ateşiyle nefretten gelir kibir
Benlik habire yerken darbe üstüne darbe
Ham kalmış ruhu ile oldum sanır ekâbir
İşte ruhların piri(!) kil gibi mütevâzi
Bil ki sevgisiz günler ömre bir zül vesselam
Sevgi ve nefret için kurulunca terazi
Nefretleri ruhlardan söküp atsın Ya Mevlam
Müjgân Akyüz/MAJ
Nefretin piri: iblis
Ruhların piri: Mütevaziliği ile örnek insan Hz. Muhammed
Muhkem: Tefsir edilenlerden daha kuvvetli olan söz. İhtimalli olmayan söz.
Ekâbir: Devlet ricali. Rütbece büyük olanlar