_Aşere-i Mübeşşere yârân _
Doğduğum geceye ve yevm'e yemin ederim
Varoluştaki aşktı var olanın eslahı
Nârın zî'n-nûr burcundan aşk dermeye giderim
Ahmed aşkıyla mümkün nefsimizin ıslahı
Şems'e doyduğum gece ebter harflerim bile
Ehl-i insâf sözcükler söyletti nankör dile
Çölde elvân çiçekler güzelliğin âlâsı
Damarlarını sarsan zikirlerini dinler
Çiçeğin rızkı yağmur, yağmurda aşk belâsı
Belânın mübtelâsı, ''Belâ ver!'' diye inler
Pürneşe yapraklarla güneşe akışıyla
Yerden göğe yükselir aşknüma bakışıyla
Yusûf'un kozasına ben'i tecrîd edişim
Çağın hastalığında mel'aneti görmekti
Beyzâ zikirden beyte gelişim ve gidişim
Yârân meclislerinde muhabbeti görmekti
İşte Yâveriekrem, sohbetinde Yâr-ı Gar
''Ölümün belirtisi, doğmaktır'' dedi Haydar
Hüsn-i dilârâ Osman, cennette ikâmette
İnsafı âli Ömer, adâletin âbında
Nur-u Muhammed Ali, hâne-i saâdette
Semâyı titrettiler, aşkın bütün bâbında
Mübeşşer on sevgili, yaraya hazır yârân
Yârân, iki cihânda yanmaya nâzır cânân
Kıblesi dert olan aşk; kâinat bercestesi
Bu makamda ölenin kefenindedir hulûd
Kıyamete kalan aşk; hüsn-ü aşkın bestesi
Vücûdumda gamlı bûd, aşk; âşıka zevk-âlûd
Emr-i Hak müjdesiyle ruhuma gülen visâl
Al Azrail canımı, berzahta aşk için al!
2011
Müjgân Akyüz/MAJ