Beceriksizliğime Bahaneler

Yazmaktan umudumu kesmemek ve yazacak yeteneği yitirmek üzereyken kendimi kandırmam hakkında bahaneler denemesi. bahane1-bahane-2..

yazı resimYZ

Bu aralar yazmaya çalışıyorum fakat, içimde bir şeyler yaratma duygumu ve isteğimin önüne set çekiyor. Bunu bıkkınlık, tembellik, iş-güç gibisinden ve de en önemlisi Yeteneksizlik- yüzünden yapamadığımı biliyorum.

Düşününce insanın yeteneksiz olduğunu kabullenmesi şahane bir eser ortaya çıkarmaktan çok daha zor.Kendimizi başarısızlık kulvarında bir şeyle kıyaslama uğraşına bile girmiyoruz. İnanmak istemem elbette buna, egom bu esnada gökdelenin tepesinden gövdesini sarkıtarak, (tabii ki başı hala dik) bana dil çıkartıyor. Sırıtışında yüz yılların ukalalığı var.

Tembelliğimi de iş yapmak manasında değil de , yazmak hakkında değerlendiriyorum. Yapamayacağım şeyleri kedi gibi tembellikle üstünü kapatırım.Hani bir şey yazdığımı ele aldığım zaman, hikayenin etrafında dönüp durmam lazım, onunla beraber yaşamalıyım. Oysa her an farklı bir yaşantıya koşturuyorum. Bu da kopukluk yaratıyor haliyle. Hani yalnızca işiniz bu olsa, bedeninizi yormadan yaşayabilseniz, fakat zengin olarak da değil, sıradan bir insan. Pohpohlamalardan uzak, modern insanın tuzaklarının farkında bir kişi gibi olabilsek farklı olabilirdi çoğu şey.
İki kelimeyi bir araya getirmeye çabalarken fark ediyorum ki , yazmak için mevzu bulmak yaşanmışlığın içinde olmayı gerektiriyor. Ne yazık ki kendi kurduğum bu düşüncelere inanmışken, dünyanın en iyi yazarı olağanca durgunluğuyla elinde şarabıyla çıkıp yeşil kitap kapağının ardındaki şiirden şöyle diyor :

Güzelim, havaymış, ışıkmış, zamanmış, ferahlıkmış,
Yok bunların bu işle ilgisi
Ve hiçbir şey yaratmazlar
Yeni bahaneler bulmaya yarayacak
Daha uzun bir hayattan başka. Bukowski

Başa Dön