Ara Nağmeler Çarşısı

yazı resimYZ

I /

Ölesi karar bir çiçeğin tohum halleriydi
Parşömene değmiş bir yaşlı divit.
Kör köşede aralarına nifak sokulmuş
Ayna ve etejer – ne cefalı bir nostalji
Yüzölçümü belirsiz bir tabana
askılı tavan muameleler...
Çocuk bir yüzdüm hatırladığım,
Aynaların zahiri yüzünden taşan.
sonrasında
Kirlettim zamanı.

II/

Bir de kuşların kanatlarına kanaviçeler bağladım
Çabuk dönsünler diye...
Eski çağcıl bumeranglar...
Ayna ve etejerin devri mi geçti?
Yüzölçümü kayıp bir yeryüzüne
Asılmış köftehor tuvaller!!!
Gençten bir yüzdüm belki de,
Metal plazmaların her yüzünden taşan...
Bir o bend
Bir bu bend...
Sesim soluğum kursağıma fena halde
Dolanmış.
Kimi düşünsem bir yalnız
Kime dokunsam bin kasvet...
Öyle olunca bir çarşının derin devlet
İşlerine sokuldum.
Önümde yarı dolmaz kaplar,
Etrafımda derin yüzü derin yaralı kadınlar,
Arka fonda: Lied der Mignon...
Aynı sözlerin rötarındayım:
“Yazık, batıl bir ezgi gibi bırakmış
bitmeyen şarkısının karanlık
yüzünü Franz Schubert piyanoda...”

Piyano bir sessizlik sözcüğü...
Biraz seslilik... Hafif andante aslında...
Düşüncesi andante kimi zaman
Ama belki forte!!!
Düş yakamdan Aziz Franz!
Çok kibirli acılarımla bağlıyım
Tüm tarihsel ritmlere...

Solo bir akordeon... Bir ara nağme:
Anti tema, minör, açık seçik bir
Episod işte bu!
Ben körü körüne bağşıyım...
Hep aradalığın köşebaşındaki
Korunaksız ağrısı caneldivenlerimde..
Bir ara nağme: kendi kendine anlamlı
Ve bütünün içinde anlamsız..mı sanıyorsun
Soluk tenli ellerinle?

Ara nağmeler çarşısındayız..
Ellerimiz soluk bir yüzyılın tüm
Parmak lifleri kopmuş piyanistlerini
Anıyor. – Affet Schumann
Ve ben seni her yalnızlıkta daha bir
Yalnız seviyorum...
Y a l n ı z c a..

Başa Dön