Bir yağmur ki çöke çöke ilerlerken, bu liseli beşli guruba, zamanın hoyrat kılıcı değmiş, bir kısmı göbek, bir kısmı beyaz saçlar yapıp onluk düzende anılar biriktirip, yılbaşından on gün sonra Çanakkale Kayalıkları’nda buluşmaya az vakit kala kahramanımız Demircioğlu Caddesinde ilerlerken hologram kıvamında bir reklam caddenin orta yerinde 5-
6 boyutlu sallanmaktaydı. “Sakin Yaşam Kliniği” ve altta bir reklam afişi “Algısız Yaşamlar Sağlar” şeklinde sağ ve sola çarpmaktaydı. Bir anda girmek ve sormak istedi lisedeki onurlu adamların palyaço endamıyla .
Klinik girişinde yine heybetli binaların girişlerinde çalan klasik müzik çalmakta ve bunu besteleyen insanlara tezat olarak rahatlık ve esenlik duygularını İntepe yokuşları gibi yükselterek sinirlere sinir katmaktaydı. Hole salgılanan kokuda evvelinde soba yanan evlerin pazar günleri banyo yapmış ve kömür ateşinde ısınmakta olan insanların, geçmiş güzel anılarının kokusuyla kodlanmış hallerine özenerek verilmekteydi. Saçları kentin en ucuz kuaförlerinde boyanmış, üstü başı Cuma Pazar’ından tedarik edilmiş, geçmiş zamanlarda varlığı anlatılan istakoz kollu, Bozcada’da içinde limon sıkılıp sorgusuz yenen deniz kestaneleri korunaklı sekreter karşıladı onu. Hoş 2020 lerde bu inci tanesi adaya yapılan yedi yıldızlı oteller tüm büyüye hakim gölgeleriyle deniz çuprası gibi korunaklı insanları çoktan bu coğrafyadan kaçırmış ve her yer ağzına kadar para dolmuştu. Derken sordu sekreter kız
-Buyrun nasıl yardımcı olabilirim?
-Eee ben aslında doktor beyi ziyarete gelmiştim, eskilerden arkadaşıyım…
İstakoz sekreter kız ona verilen eğitime dayanarak “Yahu gelen bir şekilde müşteridir, onu etkileyip kliniğime para kazandırmalıyım, bunun elbette vardır bir prim dönüşü” düsturuyla başladı konuşmaya
-Algı merkezimizde en elit müdahaleler yapılmakta ve garantimiz iki yıl sürmekte, bizden aldığınız hizmet sizi algı dairesince yapılacak müdahalelerde sonuna kadar korumakta, yani sizi iki yıl güvence altına almakta ve kontrolleriniz ücretsiz olarak tarafımızdan karşılanmaktadır”
-Aslında müşteri değilim ben doktor beyin eski bir dostuyum, hımm siz beşliden deyin o anlar…
-Peki efendim bildiriyorum
Aslında “ efendim demenize lüzum yok” demeye kalmadan bir anda kızcağız zihninden kurduğu bağlantıya dayanarak
-Doktor bey sizi beklemekte
Dedi ve bir anda hologram olduğu sonradan anlaşılan duvar şeffaflaşmaya ve yıllar öncesinden tanıdığı bu adam, ortaya dev gibi bir masayla retinasında canlanmaya başlamıştı Şeffaf duvar kalkmaya başladıkça odanın heybeti bu kısa boylu adamı yüceltircesine görünür olmuş, odasında beslediği çiçekler ve caddeye bakan dijital pencereler bulaşık makinasından yeni çıkmış bardakların şeffafllığına varmıştı. Klinikte algı filtreleyici sistem yönetime yalak bir şekilde devreye girmiş, tüm olumsuz acayip duygular uçmuş, bir berraklık tüm zihnini sarmıştı. Kısa boylu tıknaz adam ayağa kalkmış ve “Hoş geldin birader” bakışıyla “sen benim kim olduğumu biliyor musun?” bakışları zincirleme kaza gibilerinden sevişerek an dona kalmıştı.
-Hatırladın mı ben çamurla güreşen adam ?
-Hatırlamaz olur muyum?
İşte karşısında Çanakkale Lisesi’nin en sakin adamı nam-ı sakin, lakabı “Sakin” eski beşlinin has adamı Doktor Sakin durmaktaydı…
(DEVAM EDECEK) Cumhur Ç.
Algı Dairesi Bölüm 7 (Hassas Adamlar Kulübü - Küskünler
Algılarımız otoriteye tehlikeli gelipte bir algı dairesi kurup algı mükellefi olacağımız fantastik öykümün 7. bölümü...