Ahkam

Yanlızca gazeteye yazdığım yazılardan biri. Bir köşe isteğinden sonra köşenin ilk yazısı niteliğinde...

yazı resim

“Çok kolay aslında biliyorum.Ama ulaştığımda korkmaktan korkuyorum...” ya da “kesin olan şeyi kestirmektir zor olan”... Çok kez başvurulan süslü edebiyat söz gruplarına birkaç örnektir bu. Anlaşılması güç sanılıp okuyucuya sunulur, okuyucu anlar veya anlamaz, ki zaten çoğu yazarı yazdığı kaynaktan aldığı paradan başka yazısı ile ilgili unsur ilgilendirmez, yazar mutlu olur. Çoğu kez içi doldurulmadan uygunsuz yere fırlatılınca da hiçbir edebi değer kazanmaz, söner gider.
Ben de ilkokuldan beri yazıyorum, yetenekliyimde. Ben de çoğu yerde süsleme, geliştirme boyama amaçlı, “doğru yolda giden” böyle harf bileşenleri kulanmayı düşünüyorum. Çok işe yararlar çünkü. Hem yazar süslerin derecesine göre belirli bir bilirkişi sıfatına maruz kalır, hem yazarı gereken yerde, girilen karmaşık durumdan kurtarabilecek kapasiteye sahip olabilirler, hem de yazar belirli bir kitlenin gönüllerinde taht inşasına başlar. Görüldüğü üzere bütün kar yazarın avuçlerının içine toplanır. Yani sonuç, sen sen ol, sakın içi boş süslere boyun eyme, onları alkışlama.......................

Evet sevgili okuyucu, yukarıdan da anlaşılacağı üzere epeyce cesaretliyim de. “Koskoca edebiyat adamlarını el kadar çocuk nasıl böyle ağır bir biçimde suçlar, atın şunu gazeteden” veya” Koskoca edebiyat adamlarını el kadar çocuk, haklı olsa da, nasıl böyle ağır bir biçimde suçlar, en iyisi atın siz şunu gazeteden” ya da “Aferin gence, küçük sayılacak yaşına rağmen nasıl da görüyor gerçekleri, iyisi mi verin bütün sayfayı bu yazsın” diye düşünceler çeşit türlü insan karakterinin beyninden geçecektir. Ama şunu asla unutma okuyucu: Benim yazdıklarım kesinlikle “herzaman” doğru olmayacaktır. Devam ettikçe kötü yazılarımı da göreceksin. Beğenmeyeceksin, sinirleneceksin bazen çok seveceksin, gelip alnımdan öpmek isteyeceksin. Sonuç olarak ben de sorumluk havuzunda dibe çökmüş bir dönemdeyim ve daha 15 yaşındayım. Burada size çok önemli bir görev düşüyor: Benim yazdığını alacaksın, okuyacaksın, önce hiçbir tepki vermeden, duygularını karıştırmadan, mantık süzgecinden geçireceksin, sonra tartıp kendince haklı olup olmadığımı göreceksin. Bunların birkaç sefer tekrarından sonra da değişimi farkedip bana mail atacaksın(thefikri@yahoo.co.uk).

“Kolayca doğrulanabilir ki büyük yazarlar olayın nedenleri üzerine yazarken, yalnız en doğru bildikleriyle yetinmez, bir ince buluş bir güzellik getirmek için inanmadıklarını da yazarlar”

Montaigne(1533-1592

Başa Dön