Ah Be İstanbul!

Ya aklıma takıldı İstanbul, Yahu kimden peydahladın bu yalnızlığı? Bu gözleri nasıl hatırlamazsın!

yazı resim

Sokaklarında adımlar atar çaresizliğim
oturup denizine bakıp simitler yer
Ben se ...
Bir çölün ortasında kalmış bir damla..
Su peşindeki seyyah…
'Bir gün bir yerlerde' deyip sabırları öğrenen,
Elimde yırtılmış bir resim,
Acı veren bir gülümseyiş..
Ömrümün haritası yok!
Kayıplardayım..
Bu kadar vazgeçmişken kendimden,
Bu nefes sanki benim değil.
Birgün,
Hayırlar ve eyvahlar beni bulursa,
Çiçeklerimi sen sular mısın İstanbul?
Bu gece sana yağmurlar uğrarsa,
Bana da bir damla yollar mısın?
Yada yarimin nefesini bir rüzgara saklayıp...
Boşver be İstanbul...
Boşver...
Altı üstü hayat!
Kaç sevda gördün dimi sen!
Ama hala tek başına türküler söylüyorsun Beyoğlunda...
Ya aklıma takıldı İstanbul,
Yahu kimden peydahladın bu yalnızlığı?
Bu gözleri nasıl hatırlamazsın!
Ya senin yaran değil mi Kız kulesi?
Bir günde bir iyilik yap ve onu geri ver İstanbul.
Benim seninle baş edecek yediverenim yok.
Biliyor musun?
Adının geçmediği iklimler bulacağımı sandım,
Ama ömrüm seni eskitecek kadar uzun değilmiş!
Biliyor musun ey İstanbul!
Hep aksak şiirler yazar benim kalemim.
Seni koyayım derken şu mısranın elverişli yeminlerine,
Solgun zamanların kayıplarına takılıyor yüreğim.
Bulut bulut birikiyorum,
Yağmur olup düşüyorum devrik sevdalarımdan,
Düşüyorum Galata'dan…
Yaralarım var be İstanbul!
Kız kulesi gibi durmadan kanayan
Yaralarım var..
Bakalım hangisini kapatmaya yeter gücün...
Alti üstü hayat be İstanbul!
Kaç elveda daha sığar ki gözlerine?
Kalbini yamalayıp yamalayıp kullansan,
Kaç sevda süsü verilmiş hayat kırgınlıklarına duraklık yaparsın?
Sen en iyisi yeni bir türkü öğren be İstanbul,
Dilindeki epeyce eskidi zaten.
Bak anlatamaz oldu çektiklerini...
Yaralarım var be İstanbul!
Bakalım hangisini kapatmaya yetecek gücün.
Ya aklıma takıldı İstanbul!
Yahu kimden peydahladın bu yalnızlığı?
Bu gözleri nasıl hatırlamazsın,
Ya senin yaran değil mi Kız kulesi...

Hüseyin Avni Çakmak

Başa Dön