Adı bende saklı gülüşlerinin
Her birisine ayrı bir çiçek ekmişim.
İyi saatler olsun mu demeli?
Bak beni beklemiyor bir türlü hayat!
Hep kapılarda kalmaların masasındayım.
Eyvah! yine yollar karşıma ayrımlar çiziyor
İçimden ölmelerin sesini duyar gibiyim
Efsunlar dolaşıyor Mezopotamya’da
Ne sihirdir ne keramet
Neyin nesidir bu aşk denilen illet
Rüya tabirlerinden yüzüme yansıyan olasılıklar
Hamdım yandım piştim mi demeli
Aşk yollarında ölürken .
Yolun yarısı kaç eder
Bir parmak hizasında mıdır bütün gidişler
Yol yordam bilmezlikler cirit atıyor yalnızlığımda
Ben ne yaptım ki yok oluşlar türedi ömrüme
ne yana baksam gidiyorsun işte,
ne gelmişimde kalıyorsun nede geçmişimde
Şimdi çareler bir kelin merhemi gibi
Ve ben kendi aşk söküklerini dikemeyen terzi
Somuttan soyuta dönüşüyor hayat
Uykumun anahtarı bir masalın
topraklarında yazılı olan
Bir varmış bir yokmuş gibi
Varlığı soyunup,yokluğu giyiniyorsun.
Sen gidersen ölüme benzemez mi gözleri aşkın
Taksiratını kim affeder.
Binlerce şair yatıyor kalemimin ucunda
Kötü bir şey söylersem
Bilesin ki benim değildir bu haykırış…
Efsunlar dolaşıyor Mezopotamya’mda
Ne sihirdir ne keramet
Neyin nesidir bu aşk denilen illet...
Hüseyin avni ÇAKMAK