Ve Yaşamak Mecburiyeti

ve bilineki bir şiir değildir şimdi yazacaklarımbu güzel bir ölünün oynaşmasıdır hayatlabu kansız bir yaprağın sürtüşmesidir tanrıyla...

yazı resim

ve biline ki bir şiir değildir şimdi yazacaklarım
bu güzel bir ölünün oynaşmasıdır hayatla
bu kansız bir yaprağın sürtüşmesidir tanrıyla...

minik bir kedi gibi ipte sallanan olgun ruh
kokuşmuş bir ceset kadar tiksindirici hayalet
gözsüz ve gönülsüz, alkolik bir yonca tanrısı
sessiz, hatta sevişmesiz kanayan bir bulut kağnısı...
öyle yersiz, öyle zamansız doğmuşsun ki dünyaya
öylesine doğmuşların içine yapıştırılmışsın
biliyorum, ne özgür bir ruh
ne de uçan, sarhoş hayaletler gördün...
sen ancak bir annenin sessiz ağlayışını görürdün!

sessiz ve sebepsiz kaybolan soğuk ölü
korkak sevgisiz büyüyen karmaşık gönül
sonsuz ama sonrasız doğmuş bir ruhsun
ve biliyorsun
dünyaya ölü olarak gelmediyse insan
yaşamak zorundadır...
koskoca gözler, kaskatı sözler ve tipsiz yüzler olsa bile
yaşıyor olarak doğduysan dünyaya
çekmeye mecbursun yalanların çaresiz iniltilerini
ve çirkinliklerin yırtıcı çığlıkların

ve ölmediysen hala, şu anda
yaşamak zorundasın geride bıraktıklarına...
yaşamak zorundasın bir kuş gibi bu dünyada...

Başa Dön