Ah benim sazımın teli, radıyomun pili, saatimin zembili günlüğüm. Nasılsın, iyi min? Beni soracak olursan, halim belli. Bizim gibi emeklilere, dar gelirlilere iyi olmak haram. Hele bi de ikdidar garşıtıysan, gatiyen belin doğrulmaz. Toğukların yımırtadan kesilir, ineklerin sütden. Biletine amorti bile çıkmaz. “İnsanın bi defa ters gitmesin işi; muhallebi yirken gırılır dişi,” hesabı, her işin ters gider. Memurluk imtahanında yüz puan alsan kâr etmez, torpilin başka bi adı olan mülâkat denen şeyi geçemezsin, hiç bi işe giremezsin. İşde ben bu durumdayım sevgili günlüğüm. Her gün ayrı bi dert, her gün ayrı bi güç kurusu(gönül üzüntüsü). Hiç bi şey eskisi gibi değil sevgili günlüğüm. Eski çamlar, bardak oluverdi senin anlayacağın. Memlekette acayip şeyler olup duru. Kimsenin de sesi çıkmıyo gorkudan.”Aman, benden olmasın.” diye düşünüyo millet.
İşler böyle yolunda gitmeyince ne gündüz ırahatlık va, ne de gece. Gorkunç gorkunç, saçma sapan üryalar görüyom, başımı yasdığa goyar goymaz. Şöyle datlı bi uyku bile hayal oldu. Gördüğüm üryanın etkisiyle, sabahları galbimin hapırtısınnan uyanıyom. Bak sana son üryamı anlatıverim, Allah hayırlara tebdil etsin.
Şinci bi gün, Memet Amca’nla bi düğüne gidecez deye çıkıyoz evden. Bizim sokağın paralelinde bi sokak var; Ayşe Hanım o sokakda oturuyomuş. Kendisini çığırıp gelecem, beraber gidecez düğüne. Mehmet Amca’n beni oraya yollamıyo. “ Sokağımıza paralel olan sokağa gidemezsin,” diyo. Şu “paralel” saçmalığıyla öyle gorkutmuşlar kı Mehmet Amca’nı, adam her an tetikte. Komplo teorileri üretiyo sürekli. Yani, iki yüz elli bölümlük dizi yazabilir bu teorilerle. Neymiş efendim, sokağımıza paralel sokağa girersem, paralelci olurmuşum. Başımıza iş mi açacakmışım. Paraleliz, darbeciyiz diye mimlenip, garagollarda ifade vermek mi isdiyo muşum. “ Paralelcisin deye çekerle sorguya, kendimizi, masum olduğumuzu anlatamayız.” diyo. Ben de “Amaaan, nuçun anlatacamayacakmışız? Ağzımız va Allah’a şükür, dilimiz va. Eeee, sicilimiz de tertemiz, anamızın ak südü gibi. Hem bak,17 Aralık’da göz altına alınan bakan çocukları gurtuldu; bize de Allah yardım eder.” diyom. Gızıyo Memet Amca’n.” Sen kim, onlar kim? Bak kendi ağzınla söyledin, onlar bakan çocukları. Bakan çocuklarına bakılır, biz vatandaşın derdine kim bakacak?” diyo.”At’a nal çakıldığını görmüş de, gurbağa da ayağını uzatmış,” misali, bakan çocuklarıyla kendini bir mi dutuyon?” diyo. İşte u vakıt, içime bi darlık geliyo sevgili günlüğüm, bi darlık geliyo; sankı üstüme bi değirmen daşı goyuyorla, altında galıyom. Üstümdeki gıyafetle dar geliyo, bi ataşın ortasına atılmışım gibi yanıyom bi taraftan. Nerdeyse sokak ortasında soyunuverecem. Sonra da derdini anlat anlatabilirsen, ahlâk zabıtasına. Televizyonlarda seyret artık;” Fatma Nine’nin Erotik Görüntüleri!” diye şok haberleri.
Ürya bu ya, düğüne giderken birden ortam denişiyo. İki tene gız torunumuz varmış, aniden garşımıza çıkıveriyolla benzin zammı gibi. Ellerinde bir kömür, yere cizgi çekiyolla. Cizgi oynayacaklarmış. Memet Amca’nın ataşa düşmüş gibi bağırmasıyla, gızlar ne yapacaklarını şaşırdıla. Memet Amca’n çekişti onlara:” Nankınız cizdi bu paralel çizgileri? Ya pulis gelir, paralel cizgileri görürse, ne cuvap vereceksiniz ? Hı ? Paralelci diye mimlenmek mi isdiyosunuz? Siz başınıza belâ mı arıyosunuz? Yoksam canınız Silivri’yi mi isdiyo? Çabuk silin şunları.” demesin mi? Allah Allah ! Paralel cizgi de cizemecez artık.
Sonra birden akşam oluyo. Amcanla garşılıklı oturuyoz evde. Daha doğrusu Memet Amca’n oturuyo da, ben ona hızmat ediyom. “Fatma çay demle. Fatma, gayfemi yap. Fatma, guru yemiş yok mu ya? Fatma, televizyonun gumandası nerde? Fatma şu zobanın gapağını gapat, çok ıccak oldu.” gibi emirleri bitmiyo ku. Bi ara Memet Amca’nın oturduğu ganepenin garşısındaki sedire oturdum. Tam göydemi aycık dinlendiriverecem, Memet Amca’nın zaten asık çehresi iyice asıldı, erik buruşu gibi oldu. Bana ne dese beğenirsin sevgili günlüğüm?; “Benim paralelim de sen min? Sen bana ne anlatmaya çalışıyon? Yanımdakı goltuk dururken, nuçun palalelimdeki sedire oturuyon ? Bizim evin darbecisi mi olmak isdiyon?” demesin mi. Üstüme iyilik sağlık. Allah guru iftiralardan saklasın. Bu adam; televizyondakı paralel habarlarını dinleye dinleye aklını fıydırtdı menemme(galiba).”Sarı öküzün yanında duran; ya huyundan alır ya suyundan,” deye boşa dememişler.
Derken sevgili günlüğüm, bizim hıra(küçük) oğlan çıkıp geliyo, sırtında cizgili bi göynek va. Amanın, Memet Amca’nın aklı çıkıvereyazdı. ” Ulan! Göyneğindeki paralel cizgile ne anlama geliyo? Sen bana paralel göznen mi bakıyon? Ailede darbe yapıp, olan malımı mülkümü üsdüne mi geçirtdirecen yoksa? Sen paralel evlât mı oldun?” diye, çocuğun burnundan getirdi. Oğlan neye uğradığını şaşırdı, bana da geliciler geldi tabi bu arada. Açdım ağzımı, yumdum gözümü. Bi gavga kütledi ki, sorma gitsin.
Bu cangıltıyla uyandım sevgili günlüğüm. Bi bakdım Memet Amca’n yanımda yatıp duru. Bi hırsnan imiğine sarılacakdım da, sonra kendime geldim neyse ki. Senin anlayacağın sevgili günlüğüm, gündüz zaten ırahat yok bu adamdan, üryamda da yok. Aslında onun bi gabahatı yok. Adam televizyonda nankı kanalı açsa, paralel muhabbeti dinliyo. “Ağaca bakan keçinin dala çıkan oğlanı olur,” hesabı; böyle yandaş tv’nin böyle seyircisi; paralelle yatıp kalkan hükümetin, böyle vatandaşı olur.”
Usulca galkdım yatakdan, çocuklara tek tek telefon açdım. Şaşırdıla. “Hayırdır anne, sabah sabah. Yoksa bubamıza bir şey …” demelerine fırsat vermeden, dedim ki: “ Size bicik vasiyetim va. Biz ölünce, mezerlerimizi bubanızla garşılıklı gazın. Paralel paralel yatalım anasını satim, inadım inat.” dedim. “Anne ne inadı?” derlerken, suratlarına çat diye kapatdım telefonu.
Ben biliyom yapacağımı. Oturma odamızın dabanına paralel cizgili bi kilim dokuyup sermezsem; adım Fatma değil, Mübeccel olsun. Hoşca gal sevgili günlüğüm.
Not: Mudurnu ağzıyla yazılmıştır.