Çelişki Bunalması, Galiba Kopma Noktası

Nefes alışlarına bile tahammül edemediğim insanların verdiği rahatsızlık için yapabildiğim tek şey, sil tuşuna basmaktan öteye gitmedi.

yazı resim

Hayatımdan çıkartmak istediğim, seslerini bile duymaya dayanamadığım insanlar, zamanında çok sevdiğim, özlemle görmeyi beklediğim hatta aynı yatağı paylaştığım insanlar oldu. Varlıklarını değiştiremediğim, hatta öldüremediğim, yok edemediğim bu insanlar için yapabileceğim tek şey telefondan isimlerini silmek oldu. İşte bu kadar aciz bir insanım ben.
Nefes alışlarına bile tahammül edemediğim insanların verdiği rahatsızlık için yapabildiğim tek şey sil tuşuna basmaktan öteye gitmedi. Özledim, ağladım yokluklarında. Hatta terleyerek uyandım kâbuslarımdan. Ama çözümü olmadı. Bazen bir markette karşılaştım sigara sırasında önümde durdular. İzledim sessizce siper alarak. Bazen de karanlık bir barda, başka kadını öperken gördüm. Kıskandım dokunuşlarını izlerken. Ama saklandım tanınmamak için. Yanımdan geçerken yüzüme baktılar hatırlar gibi, ama tanımadı hiç biri.. Gülümsedim kendi kendime. Yoluma devam ettim.
Öfke doldum, yalnızlığıma, bazen de huzur buldum bundan. Neden nefret ettiklerimiz hep en sevdiklerimiz oldu? Patlamaya hazır beslediğimiz nefretimizle uyurken, sevmeyi denemek hep zor oldu. Gitmesini beklediğimiz adama sarılıp mutluluk ararken, en çok da kendimizi kandırmadık mı?
Çok adam girdi ve çıktı hayatımdan. Hepsinden nefret ettim. Gitmeleri için dua ederken. Gittiklerinde bomboş hissettim kendimi. Bahaneler buldum terk edildiğime inanmak için. İnandım da birçoğuna. Ama hep saklandım karşılaştığımız anlarda. Çünkü biliyordum ki ben bir adım atsam geri döneceklerdi. Bir şans daha vereceklerdi onları sevebilmem için, olmadı. Bilerek karşılarına çıktım. Yüzlerine baktım. Ama tanımadılar beni. Tanıyamadılar içimdeki öfkeyi. Yavaş yavaş uzaklaştılar benden. Pes etmemeye çalışmaktan yordum hepsini. Her yanıma gelmek isteyişlerini şefkatle kabul ederken, geldiklerinde korktular öfkemden. Biliyordum güzel bedenimle yaşamak zorunda olduğumu. Ve ışığa gelen böcek gibiydiler her seferinde. Nefret ettim kendimden her aynaya baktığımda. Alkolle doldurdum içimi, sigarayla söndürdüm öfkemi, değişmedi. Her sabah daha da parladı yüzüm. Cezalandırılmıştım güzellikle ve taşıyamıyordum bu bedeni üstümde. Her şeyin bir oyun olduğunu bilmek daha da sıkıyordu canımı. Emanet edilmişti bu bedene ruhum. Ve çok güzeldim.
Yavaş yavaş başarıyorum kendimi yok etmeyi. Ama hala bekleyen, birbirimize ait olacağımızı umut eden birileri vardı etrafımda. Ben kendime ait değilim ki, başkasına nasıl ait olabilirim.
Yalnızım yine, içkimi yudumluyorum. Yavaş yavaş içime akıyor alkol yakarak. Bugün de söndürüyorum sigaramı. Ben kimseye ait değilim kendime bile. Telefonum çalıyor bilmediğim bir numara. Gülümsüyorum ve acıyorum. Efendim?

Başa Dön