Vildan PIRLANT

Kelepçeli Yürek

Herşeye cevap veren yüreğim suskun kalmıştı bir an..Kalbim tıpkı eziyet gören bir tutsak gibiydi.Senin tutsağın olmuştum anlamadan .Öyle bir tutsaklık ki bıkıp usanmayacağım,benii yaşatan bir tutsaklık..
Ellerim bağlı,gönlüm kelepçeliydi artık.Kelepçelerimi bizzat kendin takmıştın bileklerime.Öyle çok acıttın ki bileklerimi gözlerine bakarken hissetmemişim.Ölüme mahkum darağacındaki mahkumlar gibi seni

İstasyonu Olmayan Tren

Derin bir of çeker tekrar kadehine doldurursun içkini.Eline alır pencere kenarına geçer camda çıkan gölgenle konuşursun..Yüzündeki kırışıklıkların ne zaman oluştuğunu anlamazsın bile.Zaman o kadar hızlı bir tren ki Hiçbir istasyonda durmuyor.Bindiğin bu trenden ancak öldüğünde inebiliyorsun.Trendeki arkadaşların çok garip.Hepsi dünya derdine kendisini kaptırmış kurma oyuncaklar misali her gün

Ateş ve Su

Bir su misali akıyor ömrüm saf ve temiz.Su çatlak bardakta durmayı sevmez.Nerde bir çatlak görse oradan sızıp gitmek ister .Biz su gibi olamıyoruz işte.Farkımız bu .. Bulduğumuz çatlağı onarıyoruz.Kaçmıyoruz..Su gibi gelip koskoca bir duvarı yıkmıyoruz.Sel olup canlar almıyoruz,yağmur olup yağmıyoruz,musluk olup akmıyoruz.Biz su gibi saf,temiz ve acımasız olamıyoruz..

Başa Dön