Peşine takılıp gidemediğim umutlarımın arkasından öylece bakıyorum. Ağlayasım yok çünkü artık göz yaşlarım kurudu. Son birkaç damlayı cenazeme saklıyorum. Sen biliyor musun ölüler bile ağlarmış ölüme. Ne acı ki bir düşün.
Özgürlük bir sevdaydı; yanık kokardı. / Küllerinin üzerinde dolanırdık çıplak ayaklarımızla,
Bi'taneciğim... / Gittim bu şehirden, bir haziran sabahı / koynunda
kederler pusu kurmuş vuslat sokaklarında / en çok cananı sevmiş, cana hep darılmışız
Adı unuttum seni olacak, / Karalanmış bir satır şimdi adın /
Bugünlerde yaşlanan ruhum topallıyor, / Hüsranlı caddelerde cellatlarımdan kaçıyorum /
Gecelerin koynunda ağıt yakar çocuk yüreğim, / Meğer ne çok istemiş, yüreğinle kutsanmayı
Sana ait olduğu hissini uyandıracak sende. Yüreği senin ilk keşfettiğin kıta, bedeni senin ilk kapısını araladığın mabet olacak. Kırpıntı aşkların artığıyla gelmeyecek sana. Ruhu bakir, bedeni bakir, yüreği bakir olacak. Orta malı olmuş ucuz sevişmeler ol
Bahar dalından düşen bir kuş gibiyim / Uzat ellerini tut beni nolur
Kuytu köşelerime sığıntı yokluğun / Kabuk tutmuş yaralarımı kanatır /
Ömrümün kör vakitlerinde çıktın karşıma / İnce çizgilerde yürüyorken yoldan dönmüştüm
Zincirlere vurmuşlar hayalleri / Kalp ağrısı derin / Kalp ağrısı
Akşam altı sularında gelmiştin bana, / Elinde bir fesleğen saksısı /
Bir rüzgar gibi bakardı gözlerin yalnızlık rüyası dedik adına / Ve neden yıllar
dokunma satırlarıma aklından bile geçirme/ne doğrum senin doğrun ne yanlışım yanlışın
Düşlerimde değilsin çünkü uyumuyorum / Gece çığlık çığlığa haykırıyor seni /
Yüreğinden döküleni sar yüreğime / İçime işle, ben ol benden fazla
hayatın şu anında nasıl hala çocuksam, yazım söz konusu olduğunda o kadar ceninim...
geçmişi yazdım, bu günü yazıyorum, geleceği yazacağım, hepsi bu...
istanbul
kayboluşların anlamını saklıyor bütün yazılar...bütün yazılar bir arayışa... bazen tam bulmak üzereyken kaybedilene bütün yazılar...
orhan veli, sunay akın, orhan alkaya...
