Nezihe ALTUĞ
Ben İstanbul"luyum!
Bu dünyada anam olsa beğenirdi beni çünkü ben onun kuzgun yavrusuydum! O halde ben de içimi, sevincimi, hasretimi, korkularımı, hayallerimi cesaretle İstanbul’a ve doktoruma anlatacaktım. Benim adım Saadet Şefikay’dı. Ve dedikleri oldu. Darüşşafaka’ ya teslim etmiş beni doktorum.
İstanbul (Olmak Şehrinde Şey Olmak)
Hadi hep birlikte unutulmamak için, mutlu olmak için bu şehre ve bu yurdun insanlarına layık olmak için bu şehre hizmet etmeye var mısınız? Bu nu bir özür olarak da borçlu değimlisiniz? Şarkıların dediği gibi ‘Ah İstanbul! İstanbul olalı görmedi böyle bir keder’ sözleri bizi kışkırtsın!
Bu Ben Miyim!
Ey Kadınlar! Diye seslendi.’Tutkularımızın çektiği kanatlı arabalar bizi çılgınlıklara uçursun. Bırakın kendinizi erkeklere ve sizi ne zaman terk edeceğini bilmediğiniz endişeli sevgilere. Tutkunun tek renkten, tek sesten, tek korkudan, tek istekten oluşan çılgınlığına salın kendinizi! O karanlık kusursuz, düşüncesiz, görüntüsüz, sınırsızdı.
İşte Bu!
Amazonlar ağzının tadını bilmeyi, damaklarını ve midelerini sevmeyi öğretirlerdi tüm insanlığa. Soyluluğun geçmişinizden değil gittiğiniz yoldan geliyor mesajını vererek tüm kadınları geleceğin ekicileri olarak görürlerdi. Babalarınızın çocukları olmak yerine sizin yaratacağınız güçlü dünyanın çocukları olun diyen kadınlar yetiştirmekti amaçları.
Saklambaç
Kadınların üzerindeyken çıkardıkları sesleri banyo yaparken de, suları etrafa sıçratırken de yaparlardı. Bu kadar yıkanmalarına rağmen hiçbir suyun bunları arındırmayacağını ta o zamanlardan bilirdim. Şimdi önümdeki dosyalarda kadınlara ve kızlara yaptıklarını anlatsam da bir görseniz! Hayatlarında en çok memnun oldukları zaman soyunuk oldukları, çırılçıplak oldukları zamanlardır.
Üşüdüm
yakın dostum Naz ailesi bunlara bir örnekti. Kadın, kocası ve kızları estetik harikası, çok güzel üç kişiydiler. Naz’da konakta büyümüştü. Bu konakları anlatmazsam hikayem anlaşılmazdı. Şaşalı görünen ama içlerinde ruhları çöküntülere uğramış insanlar barındıran mekanlar olarak görüyorum onları. Zaten başlangıçta olan taş temelleri kimse yıkamazdı ama binalar hep
Ben Güzel Miyim?
Parasal başarının en üstün değer olarak görüldüğü, pazarlamanın hakim olduğu bir kültürde insanlar arasındaki ilişkilerinde ticari ve iş piyasalarında geçerli olan alış-veriş yöntemleriyle gerçekleştirilmesine şaşmamak gerekti!
Marka
Parasal başarının en üstün değer olarak görüldüğü, pazarlamanın hakim olduğu bir kültürde insanlar arasındaki ilişkilerinde ticari ve iş piyasalarında geçerli olan alış-veriş yöntemleriyle gerçekleştirilmesine şaşmamak gerekti!
Motifler
Duygularımızı örmüş veya dokumuş olduğumuz kilim ve halılara, çoraplara işlerdik. Çorap motifleri yaşadığımız hayatların dili idi. Çeşme ve su kenarlarında konuşma fırsatımız olmadığından giydiğimiz çoraplar yaşamımızı ele verirdi.
Amazon
memesini oğlu doğduktan sonra hiç kimseye el sürdürtmemişti. Sadece Bay (K) isterse dokunabilirdi. Neden, sadece Bay (K) dokunabilir? Sorusuna çünkü o bir savaş kahramanı ve atları isterse yaratır! Demişti. Hepimiz şaşırmıştık! Zaten kocası da ona Amazonum diye hitap ederdi. Sanıyorum kocası atları çok sevdiği için Nez’i Amazon diye
Aşkın Olabilmek...
Çeşnisi değişik, aldatıcı tatlı bir zehir! Gerçek hayatımdan ona ne artık! O alemin görüşüyle, sihriyle benim hayatım! Pek tembel, pek ağır ve uyuşuk geçiyor. Hepimiz kaderimize küsüz, hayattan bezmişiz gibiyiz. Gerçekten de öyle bakın! İlk bakışta sanki birbirimize dargınmışız gibi ne kadar soğuk görünüyoruz!
Karanlık
Ben mutluydum. Bay (K) da benim kadar mutlumuydu? Bilemem! Çünkü mutluluk; tanrıların bir armağanı değil, insanın içindeki yaratıcılığın sağlamış olduğu bir başarıydı.
Acı...
Görünürde vicdanımızla ilgili olmayan birçok neden yüzünden kendimizi endişeli hatta hasta hissedebiliriz. Vicdanımızın onu ihmal etmiş olmamıza karşı gösterdiği tepkisi beklide nereden çıktığı, ne olduğu belli olmayan bir suçluluk ve tedirginlik duygusudur.
Boşluk...
O bir süs değil! Anlayan için çok kahramanca bir şeydi. Ve bütün bir ömür boyunca sürmüş bir kendisiyle anlaşmazlığın gizi idi. ‘Sırrına erdim ‘ dedi. Bay (K). Başını ellerinin arasına aldı. Zen’le yaşadıklarını tekrar geriye doğru sarmaya başlarken ekranının başında uykuya daldı. Rüyasında bayan Zen’le çıktığı ’Olmak’ şehrindeydiler.
Zen...
Güvenceye bağlanmış, kararlı, korkusuz, rahat bir hayat! Güven altında yaşayarak bir bakıma varlıklı kadınların zamanı gönüllerince kullanabilmelerinin tadını çıkarır gibi çıkaracaktım. Yani bilemediğim bu çevrede her şeyi sil baştan keşfedecektim. Kelimeleri, sesleri, eşyaları, insanları ve en önemlisi de duygularımı yeniden yaşayacaktım.
Okyanusta Son Nokta
Bu nokta fiziki bir nokta olmanın ötesinde psikolojik bir nokta idi. Bu noktada zihnim denge içinde olmalıydı. her şeyim bu noktanın çevresinde dönmeliydi. Bu nokta benimde sonsuza dek kımıltısız duracağım, sabit noktam olmalıydı. Bu nokta ile dünyanın tüm zerreleri arasında gizemli bir etkileşim içerisinde olacaktım. Bu etkileşim beni
Esrarlı Bekleyişler
Yani normal dünyevi evrenin mantığından kopulur, her şeyin inandırma mantığıyla var olduğu bir evrene geçilir. Bu yolla, dünya sıradanlıktan bir anda mucizeye dönüşür. Yapacağım yüzle yüzleşme, yani hem onunla karşılaşma, hem de ona kapılıp tek bir yüz olma, olgunlaşma!...
Olmak Şehrinde Şey Olmak...
Ey okuyucu; artık seni mekana hapseden bedeninden kurtulmalı ve bir yolculuğa çıkmalısın.
Adamın Adası
Denizden çıkarken ADAMI, APRODİTE’yi kaybediyordum ama kelimelerin dili ile ‘ADAMIN ADASI’ olan öyküyü rüyalarımla birleştirerek yazıyordum.
Beatrice
Tanıtım
Yıllarca okumayı kendimi hobi, hatta dost edindim. Artık bu dosta bir dost daha katmak istiyorum ve kendi öykülerimi yazıyorum.
Geçmiş
Bankacılıkltan emekli oldum, part time olarak danışmanlık şirketinde bankacılık konularında eğitmenlik yapmaktayım. Bu işlerin yanı sıra ana olarak otomotiv sektörünün önde gelen işimlerinden birinde pazarlama müdürü olarak çalışmaktayım.
Konum
İstanbul
Özellikler
Felsefe, tasavvuf,
Etkiler
Orhan Pamuk, Oğuz Atay, Dante, Ahmet Hamdi Tanpınar, Alev Alatlı, Milan Kundera, Kafka, Dostoyevski, Nazım Hikmet, Akşit Göktürk, Mevlana, Çehov, Halid Ziya Uşaklıgül, Yaşar Kemal, Bertol Brecht, Shakespeare, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Turgenyev, Gorki, Ba
Benzer Yazarlar
Oğuz Atay, Orhan Pamuk, Alev Alatlı
Bağlantılar
POPÜLER
-
01
-
02
Ben İstanbul"luyum!
Nezihe ALTUĞ
18 Nis 2010 9 dk okuma -
03
Bu Ben Miyim!
Nezihe ALTUĞ
06 Şub 2010 10 dk okuma -
04
Motifler
Nezihe ALTUĞ
06 Ara 2009 8 dk okuma -
05
Ben Güzel Miyim?
Nezihe ALTUĞ
27 Ara 2009 7 dk okuma -
06
Rehgüzar
Nezihe ALTUĞ
04 Tem 2010 6 dk okuma -
07
Hiçin Kısır Çölündeki Savaş
Nezihe ALTUĞ
01 Oca 2009 6 dk okuma -
08
Üşüdüm
Nezihe ALTUĞ
09 Oca 2010 10 dk okuma -
09
Saklambaç
Nezihe ALTUĞ
09 Oca 2010 4 dk okuma -
10
Acı...
Nezihe ALTUĞ
22 Eki 2009 5 dk okuma -
11
Adamın Adası
Nezihe ALTUĞ
17 Ağu 2009 7 dk okuma -
12
İstanbul (Olmak Şehrinde Şey Olmak)
Nezihe ALTUĞ
20 Mar 2010 17 dk okuma -
13
Kül Kaldı
Nezihe ALTUĞ
13 Şub 2005 7 dk okuma -
14
Sihirli Kutular, Sihirli Değnekler
Nezihe ALTUĞ
25 Eki 2008 11 dk okuma -
15
İşte Bu!
Nezihe ALTUĞ
24 Oca 2010 8 dk okuma -
16
Kaybedenler
Nezihe ALTUĞ
29 Kas 2008 5 dk okuma -
17
Şimdiki Zamanda Çok Özel
Nezihe ALTUĞ
16 Ağu 2009 10 dk okuma -
18
Amazon
Nezihe ALTUĞ
24 Kas 2009 18 dk okuma -
19
Dirim Damla
Nezihe ALTUĞ
03 Oca 2009 11 dk okuma -
20
Haykırış!..
Nezihe ALTUĞ
14 Şub 2009 9 dk okuma