Mavi Gözlü Dev
Ünlü bir ismin biyografisi üzerine kurulan bir sinema filmini, hele de o isim daha sağlığında efsaneleşmiş ve ölümünden sonra da o efsane günden güne büyümüşse, daima bir tehlike bekler.
Ünlü bir ismin biyografisi üzerine kurulan bir sinema filmini, hele de o isim daha sağlığında efsaneleşmiş ve ölümünden sonra da o efsane günden güne büyümüşse, daima bir tehlike bekler.
Ama seyir de yeteri kadar yorgunluk verici bir şeydir yeri gelince. Ve “Taciu, Venedik’te ölmek için en güzel sebeptir” o unutulmaz ve bütün aşkların özeti olabilecek cümleyle.
Evin, kocaman dağ hiddetinde heybeti, sırrı, gören gözler için durgun sular keyfiyetinde aşikâr olan efendisi, Dilşikâr nasıl bir gönül avcısıymış bir gün olsun merak etmedi. Oysa Dilşikâr perdeleri gönül gözüyle birer birer indirdi. Nedir o öfkeli dağın arkasındaki durgun su, biliverdi.
biz gamsız sarhoşlarız, aydın karanlıklarız / hem kadehle solukdaş, hem ayrılıklarız
Başlarken söze gerek yok, zamanla olur her şey.
1968, İstanbul. Deniz aşığı. Resim Öğretmeni.
istanbul
Kalbe dokunsun ve söze dökülsün. Biraz aykırı biraz itaatkar. Biraz efendi biraz köle. Hem ateş hem su.
Grek tragedyası, Hint düşüncesi, Divan Şiiri, Avrupa sineması.
T.S.Eliot, Camus, Tagore,